Özet:
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra Atatürk önderliğinde birçok alanda yenilikler
yapılmaya başlanmıştır. Bu yeniliklerden en önemlisi de hiç şüphesiz eğitim alanında yapılan
inkılâplar olmuştur. Eğitim alından yapılan yeniliklerden en önemlisi de Üniversite reformudur. Bu
bağlamda Darülfünun, İstanbul Üniversitesi adını almış ve burada ders vermek için yurt dışından
bilim adamları getirtilmiştir. Bu yabancı bilim adamlarının İstanbul Üniversitesi öğretim
kadrosunda ve benzeri kuruluşlarda görev almaları, kabul etmek gerekir ki Türkiye’de bilimsel
anlayış ve araştırmalara büyük bir canlılık getirmiştir. Bu bilim adamlarından birçoğu davetiye ile
Türkiye’ye gelirken bir kısmı da kendi istekleri ile Türkiye’ye gelmek istemişlerdir. Türkiye’nin
özellikle de Almanya’daki Nazi zulmünden kaçan bilim adamlarına kapılarını açması ünlü fizik
profesörü Albert Einstein’ı harekete geçirmiş ve Einstein 17 Eylül 1933 tarihinde dönemin
başbakanı İsmet İnönü’ye bir mektup göndermiştir. Mektupta içerik olarak Einstein, Hitler zulmü
altında 40 kadar bilim adamı arkadaşının olduğunu ve bu bilim adamlarının Türkiye de hiçbir ücret
almadan görev yapabileceklerini bildirmiştir.
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivinde aslı bulunan mektuba cevap olarak dönemin Başbakanı
İsmet İnönü içinde bulunulan şartlar gereği daha fazla personel istihdam edilebilmesinin mümkün
olamayacağını bildirerek reddetmiştir. Albert Einstein’ın bu mektubuna neden olumsuz yanıt
verildiği kesin olarak bilinmemekle birlikte çeşitli görüşler bulunmaktadır.