Bu çalışma, Türk kültüründe önemli bir yere sahip olan Bektaşîliğin klâsik Türk edebiyatındaki yerini konu edinmektedir. Çalışmada öncelikli olarak Anadolu'ya yapılan göçler vasıtasıyla Anadolu topraklarında zuhur eden tasavvufî zümreler ve bu zümrelerin Anadolu'daki takipçileri ele alınmıştır. Yapılan literatür çalışması neticesinde Bektaşîlik tarikatının kökeninin eski Türk inanışlarıyla birlikte ilk oluşum aşamasında Yesevîlik, Kalenderîlik, Haydarîlik, Vefâîlik gibi çeşitli tarikatların kültürel değerlerinden beslendiği tespit edilmiş, özellikle 16. yüzyıldan itibaren ise içerisine Alevî ve Hurûfî değerlerini de aldığı görülmüştür. Siyasî anlamda Hz. Alî yanlısı gibi görünen ve Şiî inancının aşırılığa kaçan kollarından olan Sebeiyye ve Gâliyye inancının temelinde Hz. Alî'nin tanrısallaştırılması ve kutsî hadislerin ona mâl edilmesi anlayışı yatmaktadır. Alevî ve Bektaşî şairlere ait divanlarda şeriate bağlı inançlar görüldüğü gibi bu iki inancın izlerine de rastlanılmıştır. Tezde, Alevîlik ve Bektaşîliğin şeriatten uzak bir yapılanma olarak görülmesinin temel sebeplerinden birinin bu iki inancın etkisinden dolayı olduğu ileri sürülmüştür. Tezde vurgulanan bir diğer önemli mesele ise "Bektaşî" adı ve "Bektaşîlik" isminde bir tarikatın varlığı hakkındadır. "Bektaşî" adına yer veren eserlerden hareketle Bektaşîliğin 15. yüzyılda bir tarikat yapılanması içerisinde olduğu belirtilmiş, Bektaşîlerin ise dünya nimetlerinden vazgeçip fakr ile nefsini terbiye eden, mürşid-mürid ilişkisi bağlamında kendisini yetiştiren, inanç esaslarını yaratıcıya ulaşmak fikriyle destekleyen kişiler olduğuna değinilmiştir. Ayrıca çalışmada, hem klâsik Türk edebiyatı sahasına hem de Alevî ve Bektaşî çevreye ait olan metinler incelenmiş taranan metinlerden hareketle bir kavram listesi oluşturulmuştur. Tespit edilen bu kavramlar Alevî ve Bektaşî çevreye ait yazınlar doğrultusunda açıklanmıştır. Şairlerin/yazarların bazı kavramları her iki sahaya da hitap edecek biçimde ele aldığı bazılarını ise sadece Alevî ve Bektaşî şiirinde yer edindiği şekliyle kullandığı görülmüştür.
This study focuses on the place of Bektashism, which has an important place in Turkish culture, in classical Turkish literature. In this study, Sufistic communities that emerged in Anatolian lands primarily through migrations to Anatolia and their followers in Anatolia were examined. As a result of the literature study, it was determined that the origin of the Bektashi sect together with the old Turkish beliefs, was fed by the cultural values of various sects such as Yesevîlik, Kalenderîlik, Haydarîlik, Vefâîlik, and it has been included in the values of Alevî and Hurûfî since the 16th century. In the belief of Sebeiyye and Gâliyye, who seem to be pro Hz. Alî in the political sense and are among the arms of the Shiite faith, the understanding of the deification of Hz. Alî and attribution of the sacred hadiths to him lies. Beliefs based on sharia As seen in the works of Alevi and Bektashi poets, traces of these two beliefs were also found. In the thesis, it has been suggested that one of the main reasons that Alevism and Bektashism are regarded as a non-sharia structuring is due to the effect of these two beliefs. Another important issue highlighted in the thesis is about the name "Bektashi" and the existence of a cult called "Bektashism". It is stated that Bektashism was in a religious order in the 15th century, based on the works named "Bektaşî". On the other hand, it was mentioned that Bektashis are people who give up world blessings and discipline their nafs, raise themselves in the context of the murshid-mureed relationship and whose beliefs are inventive. In addition, in the study, the texts belonging to both the field of classical Turkish literature and the Alevi and Bektashi circles were examined and a list of concepts was created based on the scanned texts. These determined concepts were explained in line with the inscriptions of the Alevi and Bektashi environment. It was seen that poets/writers used some concepts to appeal to both fields, while others used them only as they were included in the Alevi and Bektashi poems.