Özet:
I. Dünya Savaşı ile birlikte ağır işgaller yaşayan, sosyal hayat ve ekonomik yapısı çökmüş Türk
Milleti, tüm bu çetin şartlara rağmen TBMM merkezli ulusal kurtuluş mücadelesinden geri
durmamıştır. Milli Mücadelenin yanı sıra TBMM, ülke yönetimine hakim bir hükümet
görevlerini de yerine getirmiş dış politikada ülke menfaatleri doğrultusunda müspet adımlar
atmıştır. Bu dönemde Türkiye, I. Dünya Savaşı ile birlikte ortaya çıkan rejim değişikliği
bunalımı, iç savaş, ve sosyo-ekonomik açıdan kaos ile meşgul olan doğu komşusu Rusya ile
temas kurarak iyi ilişkiler geliştirmiştir. TBMM ve Rusya arasında ilişkilerin geliştirmesi
konusunda ilk adım meclis açıldıktan birkaç gün sonra Mustafa Kemal Paşa’nın Lenin’e
yazdığı mektup ile atılmış, Rusya’nın bu mektuba verdiği olumlu cevap ile diplomatik anlamda
ilişkiler resmi biçimde başlamıştır.
TBMM ile Rusya arasında başlayan diplomatik ilişkiler ile birlikte Milli Mücadelede
kullanılmak üzere Rusya’dan para ve silah yardımı gelmiş, 1921 Moskova Antlaşması ile bu
ilişkiler daha da resmiyet kazanmıştır. 1922 yılında Rusya’nın Ankara Büyükelçisi olarak
atanan Semyon İvanoviç Aralov, göreve başladıktan kısa bir süre sonra TBMM’ye bir mektup
yazmış, yazdığı bu mektupta büyükelçi, Türk ve Rus halkının emperyalizme karşı mücadele
ettiğini, bu mücadelede Rusya’nın Türkiye’yi her zaman destekleyeceğini vurgulamıştır.
Aralov’un bu mektubu mecliste önemli ölçüde yankı bulmuş ve söz alan vekiller tarafından
Çarlık Rusya sonrası ilişkilerin dostane geliştiği yorumları yapılmıştır.
TBMM’de görev yapan milletvekilleri yalnızca Kurtuluş Savaşı ile ilgili kararlarda değil, iç ve
dış politika da atılacak önemli adımlarda söz almışlar ve görüşlerini dile getirmişlerdir. TürkRus ilişkilerinin I. TBMM’de nasıl yankı bulduğu, milletvekilleri söz alarak hangi yorumları
ve değerlendirmeleri yaptıkları çalışmamızda kendisine yer bulacaktır. Ayrıca Rusya ile olan
ilişkilerde, Rusya’nın Türkiye’de Bolşevikliği yayma çalışmaları ve doğuda Ermenilere vermiş
oldukları destekler mecliste nasıl yankı bulduğu ele alınacaktır. Meclisin nabzını tutmak
açısından önemli bir yere sahip olan zabıt cerideleri, çalışmamızın ana kaynağını teşkil
etmektedir. I. TBMM’nin görev dönemi olan 23 Nisan 1920-16 Nisan 1923 tarihleri
incelenecektir.