Varoluşçuluğun temsilcilerinden birisi olan Unamuno, eserlerini genellikle roman ve hikâye gibi edebi tarzlarda kaleme almıştır. O, insanın önceden belirlenmiş bir öze göre yaşamadığını savunmaktadır. Bu yüzden insanın varoluşunu ve yaşamını anlamlandırması, diğer varoluşçularda olduğu gibi Unamuno’da da önemlidir. O, bu anlam arayışında aklın hiçbir zaman rehber olamayacağını savunmaktadır. Çünkü ona göre, yaşamı anlamlandırmanın yolu akıldan değil, yaşamı deneyimlemekten geçmektedir. Bu nedenle Unamuno felsefesi, bireysel varoluşu ve yaşamı yücelten bir anlayışa sahiptir. Ancak insanın sonlu ve ölümlü bir varlık oluşu, onu tedirgin etmektedir. Fakat insan, ölüme rağmen, yaşamayı tercih etmeli ve ona anlam vermelidir
Unamuno, one of the representatives of existentialism, wrote his works generally in literary sytles such as
novels and stories. He argues that man does not live according to a predetermined essence. Thus man’s
bringing meaning to his own existence and life is important for Unamuno as it is for other existentialists. He
argues that reason cannot be a guide in this search for meaning. Because according to him, meaning could be
brought to life, not through reason, but only through experiencing life itself. Therefore Unamuno’s philosophy
has a conception that dignifies individual existence and life. However, man is disquieted by the fact that he is a
finite and mortal being. But despite death, man should choose to live and give meaning to life.