Eyyûbîler, Mısır merkez olmak üzere Suriye ve Kudüs Haçlı Krallığı'nın fethi sonrasında ise Filistin'e hâkim olmayı başarmış bir hanedanlıktır. Kurucusu ve devlet nizamının düzenleyicisi olan Selahaddin Eyyûbî, Selçuklu-Zengî mirası ve tecrübesiyle Mısır'da Nureddin Mahmud Zengî adına yönetimi ele geçirmiştir. Fatımî Hanedanlığı'nı ve Şiî öğretisini Mısır'dan atan Selahaddin bundan sonra kendi yönetim aygıtını oluşturmuştur. Selahaddin Eyyûbî'nin iç siyasette Sünnî İslam için birlik olma söylemi dış siyasette Haçlılara karşı ortak hareket etme söylemiyle eşgüdümlü icra edilmiştir. Selahaddin devletini bu çerçeve üzere inşa ederken ardıllarına da Haçlı-Eyyûbî ilişki çizgisinin sınırlarını miras bırakacaktır. Tezimizde işlenen bölümler Eyyûbîlerin Haçlılar karşısına nasıl çıktıkları ve bu ilişki kapsamında ne tür silahlar kuşandıkları üzerinden hareketle Eyyûbî Devleti'nin Haçlılar karşısındaki konumunu saptamaya odaklıdır. Birinci bölümümüz Eyyûbî Hanedanlığı'nın Zengî topraklarını ele geçirme girişimine ve bu girişimin asıl tabloda Haçlılara karşı girişilecek savaşta daha sağlam durmaya endeksli fikriyâtına dayanmaktadır. İkinci bölümümüzde ise Selahaddin Eyyûbî'nin Kudüs Haçlı Krallığı topraklarını fethini ve bunun sonucunda III. Haçlı seferinin gerçekleşmesi ile bölgede değişen dengeleri ele aldık. Bu bölüm ile birlikte Eyyûbî-Haçlı savaşımının Avrupa'dan getirdiği yeni bir sefer dalgasının varlığıyla yüz yüze geldik ki bu durum Eyyûbî-Haçlı ilişkilerini sadece savaş noktasında değil diplomasi noktasında anlamamıza da olanak tanıdı. Tezimizin üçüncü bölümü ise Selahaddin Eyyûbî'nin Haçlı-Eyyûbî ilişkilerini getirdiği çizgiden ardıllarının bayrağı devralması üzerine odaklıdır. Uzun süreli hanedan çekişmelerinin yaşandığı bu süreçte Melik Âdil, Melik Kâmil, II. Melik Âdil, Melik Salih İsmail ve Turanşah'ın kısa saltanatı dönemleri çerçevesinde Eyyûbî Haçlı ilişkileri ele alınmıştır. Üçüncü bölümü ele aldığımız dönemde IV, V, VI ve VII. si olmak üzere dört Haçlı seferinin düzenlenmiş olması Selahaddin'in ardıllarının Haçlılar karşısındaki duruşlarını ve siyasetlerini anlamamız açısından kıymetli veriler sunmuştur. Tezimizin sonucunda Selahaddin Eyyûbî ile Haçlılara karşı kurgulanan siyaset çizgisinin onun ardılları tarafından zaman zaman diplomasi kanalıyla esnetilerek devam ettirildiği fikrini elde ettik. Buradan hareketle Eyyûbîlerin devlet olma nişanının "büyük düşman" Haçlılarla mücadele yoluyla kazanıldığı ve bu faktörün Eyyûbîleri bir bakıma diri tuttuğu varsayımına ulaştık.
The Ayyubids is a dynasty dominating especially Egypt and then Palestine after the conquest of Syria and Jerusalem Crusader Kingdom. Saladin Ayyubid, the founder and organiser of the state, seized power in Egypt in the name of Nur al-din Mahmud Zangi with Seljuk - Zangi heritage and experience. Saladin, removing the Fatimid Dynasty and Shiah doctrine from Egypt, established his own ruling system. Saladin Ayyubid's internal political discourse of uniting for Sunni Islam was performed in coordination with his foreign political discourse of acting together against the Crusades. While establishing his state upon this basis, he would bequeath this way of Crusades-Ayyubids relationship to his successors. The chapters of our thesis focused on establishing the position of the Ayyubid State against the Crusades by discussing how the Ayyubids confronted the Crusades and what types of weapons they used in this respect. The first chapter refers to the attempt of the Ayyubid Dynasty to occupy the lands of Zangi and how this attempt was prioritised to become more powerful in the wars against the Crusades. In the second chapter, we discussed the conquest of the lands of the Kingdom of Jerusalem Crusader by Saladin Ayyubid, and the balances changed in the region with the Third Crusade. In this chapter, we subjected the existence of a new series of wars from Europe caused by Ayyubid-Crusader war, and this allowed us to gain insight into the Ayyubid-Crusader relationships not only in terms of war but also diplomacy. In the third chapter of our thesis, we focused on transition related to the Ayyubid-Crusader relationships from the period of Saladin Ayyubid to his successors. In this period when long term dynasty conflicts were lived, the Ayyubid-Crusader relationships were discussed upon the short term reigns of Malik Âdil, Malik Kâmil, Malik Âdil II, Malik Salih İsmail and Turanşah. As a total of four Crusades, the fourth, fifth, sixth and seventh Crusades, were organised in this period we discussed in the third chapter, these wars provided us with valuable data in understanding the positions and policies of Saladin's successors against the Crusades. To conclude, we can argue that the politics performed against the Crusades by Saladin Ayyubid was continued by his successors despite sometimes having been tolerated by diplomatic channels. In this respect, we concluded that the Ayyubids became a state by their struggle against the Crusades, "the big enemy", and this factor kept Ayyubids powerful.