Schelling, genel olarak Alman idealist geleneğinin içerisinde Fichte ile Hegel
arasında bir geçiş filozofu olarak ele alınmaktadır. Bu nitelendirmede çoğunlukla
Schelling’in erken dönem düşüncesinin merkeze alınması, bunun bir sonucu
olarak geçiş dönemi ve geç dönem felsefesinin göz ardı edilmesi belirleyici
olmaktadır. Ancak son dönemde filozofun geçiş dönemi ve geç dönem
düşüncesinin zenginliği keşfedilmeye başlanmış ve karşımıza yeni bir Schelling
imgesi çıkmıştır. Bu makalede bu yeni imge paralelinde Schelling idealizminin
ötesine taşınacak ve bu ötelemenin nedenleri üzerinde durulacaktır
It is generally accepted that Schelling is a transitional figure in German idealism
between Fichte and Hegel. In this description the determinant is only to being
focused on Schelling’s early philosophical period and as a result of this, not to
being taken into account of his transitional and later philosophy. Today it is
started to being discovered profound of Schelling’s transitional and later
philosophy and so we are faced with a new Schelling image. To the analogy of
this new image, in this article Schelling will be moved to beyond of idealism and
it will be discussed why Schelling is not an idealist