Dil, toplumu oluşturan bireyler gibi o toplumun bir öğesidir ve o toplumla birlikte
değişir ve gelişir. Bu nedenle de dil sosyal hayattan ve kültürden soyutlanamaz, koparılamaz ve ayrıştırılamaz. Söylem ise, dilin sosyal boyutunu ön plana çıkarır ve dilin kültürel yüzünü yansıtır. Başka bir ifadeyle, söylemin, toplumsal ilişkileri düzenleyen, belirleyen, yönlendiren, değiştiren ve dönüştüren kapsamlı bir kavram olduğunu söylemek mümkündür.
Eleştirel söylem analizi (ESA) yöntemi, söylem ile toplumsal ilişkiler arasındaki bağı ön
plana çıkaran ve söylemi bu ilişkiler bağlamında inceleyen bir yöntemdir. Bu çalışma,
Amerikan tiyatrosunun Afro-Amerikalı sesi olan August Wilson’ın söyleminin ideolojik
yönüne ESA yöntemiyle ışık tutmayı amaçlamaktadır. Amerikan tiyatrosunda Amerika ile
Afrika arasında köprü kurmayı başaran yazar, Afrikalıların kendi topraklarından koparılıp
Amerika kıtasına getirilmeleri ile başlayan zorlu ve çetin süreci söylemiyle
somutlaştırmaktadır. Wilson, Afro-Amerikan toplumun beyazlar tarafından yönetilen
düzendeki konumuna dikkat çekmektedir. Böylece yazarın söylemi, iktidar ve güç ilişkilerinin ideolojik boyutunun Afro-Amerikan toplum üzerindeki etkilerinin anlaşılmasına katkıda bulunmaktadır.
Language, like the individuals of a society, is the member of that society and it
changes and develops in parallel with society. Hence, language cannot be isolated, detached
and separated from the social life and culture. Discourse emphasizes the social aspect of
language and reflects the cultural face of language. In other words, it is possible to say that
discourse is a broad concept which regulates, determines, directs, changes and transforms
social relations. Critical discourse analysis (CDA) is an analysis method that emphasizes the
relations between discourse and social relations and analyzes discourse in this regard. This
study aims to shed light on ideological aspect of August Wilson’s discourse, the AfroAmerican voice of American drama, with CDA method. The playwright has succeeded in
establablishing a bridge between the America and Africa in American drama and his
discourse embodies the ardous and forcible period that started with the African people’s
arrival in America by being seperated from their homelands. Wilson points out the AfroAmericans’ positions in the social order dominated by the whites. Hence, his discourse
contributes to understand the ideological effects of dominance and power relations on
African society.