Özelleştirme, kimi yaklaşımlara göre, yerelleşme (desantralizasyon) düşüncesiyle
ilişkilendirilmektedir. Bu düşünceden hareketle, özelleştirmenin, özellikle demokrasisi gelişmemiş ülkelerde
çoğulcu demokrasiyi geliştirici bir araç olarak kullanılabileceği söylenebilir. Diğer taraftan, özelleştirme, kamu
örgütlerinin etkinliği ve verimliliği bağlamında da ele alınan bir konudur. Ancak, örneğin yerel yönetimlerde
bunun sağlanmasının tek yolunun, “mülkiyeti özel kesime aktarma” anlamında “gerçek” özelleştirme olmadığı;
“kamu örgütleri arası rekabet” mekanizmalarının da denenebileceği ileri sürülmektedir; ki, bu rekabet
yaklaşımı, özel sektörde kullanılan kimi tekniklerin yerel yönetim düzeyinde kullanılmasını gerektirmektedir.
Dolayısıyla bu yaklaşım, “geniş anlamda” özelleştirme kavramı içine dahil edilebilir. Bu çalışma,
özelleştirmeyi, “geniş” anlamı içinde yerel yönetimler bağlamında incelemektedir.
Privatization, according to some approaches, is related to the idea of decentralization. In the light of this idea, it could be said that privatization could be used as an implementation to develop pluralistic democracy, especially in undemocratic countries. On the other hand, it is subject to the efficiency and productivity matters of public organizations. However, it is argued that “real” privatization which can be described as transferring ownership to private sector is not the only way to increase efficiency and productivity. In addition to this, competition mechanisms among public organizations should also be tested through this aim. This competitive approach involves the usage of methods that are benefited by the private sector in local administration. In consequence, this approach can, broadly, be included in the context of “privatization”. This study aims to investigate privatization approaches in connection with local administrations.