Klasik Türk edebiyatının önemli şahsiyetlerinden olan Nâbî, 17. yüzyıl şiiri
denildiğinde aklımıza ilk gelen şairlerdendir. Nâbî, yaşadığı dönemde yazdığı hikemî
şiirleri ile kendisine has bir üsluba sahiptir. Kendisinden sonraki dönemlerde de şairin
hikemî söylemi diğer şairleri etkilemiş ve Nâbî takipçilerinin oluşmasına sebep
olmuştur.
Nâbî ile ilgili tarafımızdan yapılan araştırmalar ve incelemeler sonucunda Süleymaniye
Kütüphanesi, Lala İsmail bölümünde 488 numarada kayıtlı Türkçe Divanı’nın yazma
nüshasında yer alan Farsça ve Arapça manzumelerin varlığı dikkat çekmiştir. Farsça
Divançe ve yayımlanan Türkçe Divan içerisinde yer almayan bu manzumeler arasında
kaside, rubai, kıta, lugaz ve tarihler yer almaktadır.
Bu çalışmada, bahsi geçen manzumeler arasında yer alan üç Farsça kaside ele
alınacak olup çeviriyazılı metinleri ve tercemeleri verilerek söz konusu kasideler, şekil
ve muhteva açısından değerlendirilmeye çalışılacaktır.
Nâbî, one of the important figures of classical Turkish literature, is one of the first
poets that come to mind when we talk about 17th century poetry. Nâbî has a unique
style with his story poems written during his lifetime. In the periods after him, the
poet's narrative has influenced other poets and led to the formation of Nâbî followers.
As a result of the researches and examinations made by us about Nâbî, the presence
of Persian and Arabic poems in the manuscript of the Turkish Divan registered at the
number 488 in the Süleymaniye Library, Lala İsmail section drew attention. These
poems that are not included in the Persian Divan and the published Turkish Divan
include qasida, rubai, continent, lugaz and dates.
In this study, three Persian qasida, which are among the aforementioned poems, will
be dealt with, and their translated texts and translations will be given and the said
qasidas will be evaluated in terms of form and content.