Özet:
Eğitim, çocuğun akademik başarısına ve doğru karakter oluşturmasına yardımcı olmalıdır. Nitekim çocuk okullarda verilen formal eğitim ile ailede ve çevrede gözlemleriyle edindiği informal eğitimle hem başarısını hemde karakterini
şekillendirmektedir. Geçmişten günümüze bakıldığında eğitim kavramının içeriği
incelendiğinde, çocuğun “iyi insan” ve “karakterli insan” olarak yetiştirilmesi üzerinde durmuş, yüksek karaktere sahip erdemli insanı yetiştirmeyi amaçlamıştır.
Bu anlamda eğitim kavramı ile karakter kavramı arasında doğrudan bir ilişki vardır. Bu nedenle formal eğitimin en önemli aktörü olan öğretmenin eğitim sistemi
içerisinde çocuğa karakter kazandırmada liderlik rolünü üstlenmesi beklenmektedir. Ancak çocuğun karakterini oluşturmada ailesi, arkadaşları ve çevresi başta
olmak üzere çevresel faktörleri de göz önünde bulundurduğumuzda bu o kadar
kolay gözükmemektedir.
Eğitim alanı içerisinde “Karakter”, bireyin düşünsel, duyuşsal, toplumsal ve
etik alanlarda olumlu gelişim özelliklerinin tamamını kapsar. Bireyin öznelliğini
ve özgeliğini de ifade etmektedir. Dolayısıyla karakter; düşünsel, duyuşsal, sosyal
ve ahlaki ölçütlere göre değerlendirildiğinde bireyi diğerlerinden ayıran unsurlar
olarak da tanımlanabilir. Toplumdaki her bir ferdi karakterli birer insan olarak
yetiştirebilmek için başta aileler olmak üzere, toplumdaki her bireyin, çevrenin ve
öğretmenin birer karakter eğitimcisi olması gerekmektedir. Bu bağlamda toplumda kıymet gören ve karşılık bulan bazı değerlerin karakter eğitimcileri tarafından
önemsenmesi ve öne çekilmesi gerekir. Değer, bir ulusun sahip olduğu kültürün,
önemsediği hususların ve kıymet verdiği özelliklerin tamamıdır denilebilir. Türk
eğitim sisteminde ailede ve okulda çocuklara öğretilmesi gereken değerleri Aktepe
(2014:90) şöyle belirtmiştir: Saygı, sevgi, sorumluluk, adalet, mutluluk, dürüstlük,
hoşgörü, iyilik, sadelik, özgürlük, estetik, birlik, misafirperverlik, fedakarlık, öz
saygı, öz güven, vefalılık, işbirliği, paylaşma, sabır, anlayış, barış, çalışkanlık, yardımseverlik, cömertlik, açık fikirlilik, bilimsellik, alçakgönüllülük, temizlik, güvenilirlik, iffetli olmak, öz denetim, allaha inanmak, tutumluluk, duyarlılık, sağlık,
vatanseverlik, aileye bağlılık, dayanışma, azimli olmak, empati, kültürünü yaşatmak, bağımsızlık, merhamet.
2000 yılında Anderson’un yaptığı karakter eğitimi tanımını Ekşi (2003)’te şöyle aktarmıştır: Karakter eğitimi en genel anlamıyla örtük veya açık program aracılığıyla, yetişen yeni nesle temel insanî değerleri kazandırma, değerlere karşı duyarlılık oluşturma ve onları davranışa dönüştürme konusunda yardımcı olma gayretinin
ortak adıdır. Nitekim karakter eğitimi aslında bireye değerlere karşı duyarlılık oluşturma, değerleri kazandırma ve davranış haline getirme sürecidir denilebilir. Bu anlamda değerler eğitiminin amacı, toplumda kabul gören hususların ve kıymet verilen özelliklerin bireyde bilgi, beceri ve davranışa dönüştürülmesidir. Bu bağlamda bireyin kişilik gelişiminin ve insani özelliklerinin gelişimine katkıda bulunmak,
bireysel ve sosyal anlamda kendisiyle ve toplumla barışık olmasına yardımcı olmak
ve ahlaki değerler ışığında iyi insan olmasını sağlamak yine amaçlanmaktadır.
Çocuklara değerleri kazandırmak toplumun tümünün ortak sorumluluğundadır. Ancak ülkemizde değerler eğitimi konusunda ciddi bir yanlış anlayış vardır.
Sanki çocuklara değerleri kazandırma işi sadece okulda yapılmalıdır ve bu görev
sadece öğretmenin sorumluluğundadır. Ne ailenin, ne toplumun, ne akran grupların, ne basın yayın kuruluşlarının, ne siyasilerin ne memurların ne işçilerin ne
yöneticilerin böyle bir görevi yoktur! Toplumdaki tüm kesimlerin değerler eğitimindeki yeri ve önemi tartışılmaz bir gerçektir. Bu durumu kısaca belirttikten
sonra bölümün esasını teşkil eden değerler eğitiminde öğretmenin rolünü ve önemini vurgulamak gerekmektedir. Öğretmenler karakter eğitiminde öğrencilere
araştırma yaptırarak araştırma becerilerinin gelişmesini, okuma ve tartışma yaptırarak okuma ve analitik düşünme becerilerinin gelişmesini ve yine kompozisyon
ve günlük yazdırarak düşünme ve yazma becerilerinin gelişmesini sağlayabilirler.
Karakter ve değerler eğitiminde örnek rol model olan bir öğretmenin görevleri şunlardır: Örnek rol model olma, rehber olma, işbirlikli öğrenmeye önem
verme, bireysel farklılıkları önemseme, öğrenci yeteneklerini keşfetme, problem
çözme becerisini geliştirme, iletişim becerisine önem verme, araştırma becerisini
kullanma, okuma becerisini geliştirme, yazma becerisini geliştirme, toplumla işbirliği yapma, aile ile işbirliği yapma, yaptığı işte heyecan duyma, disiplinli olma,
ilkeli ve kurallı olma, demokrasiyi uygulama, çalışkan olma, sorumluluk sahibi
olma, sevgiyi ve saygıyı değerli kılma. Bu nedenle öğretmenin bahsedilen rol/model özelliklerinin farkında olması ve bu bilinçle davranması önemlidir.
Öğretmenin farkında olmadan yaptıkları davranışlar, öğrenciyle iletişim ve
etkileşimleri, olumlu veya olumsuz öğrencilerin davranışlarına yön verebilmektedir. Yine öğretmenlerin benimsediği değerlerle birlikte, duygu ve düşünceleri
öğrenciler üzerinde etkili olabilmektedir. Dolayısıyla öğretmenin öğrenciye iyi bir
model olabilmesi, değer eğitimi alanında yeterli bilgi ve beceriye sahibi olması ile
orantılıdır. Bu açıdan öğretmen kendi insani değerleriyle örnek rol model olabilmesi ve uygulamalarıyla da gösterebilmelidir. Öğretmenin eylemleri onların sözlerinden daha fazlasını taşır. Öğrenciler, öğretmenlerin söylediklerinden ziyade,
değerlerini öğrenirler. Öğretmen, öğrencinin kişiliğinin şekillendiği okul dönemlerinde öğrencinin kişiliği üzerinde azami etki yapar. Dolayısıyla öğretmenlik bir
iş değil bir davranış/tutum mesleğidir. Bu anlamda okullarda öğrencilere değerleri
kazandırabilmek için öncelikle, öğretmenlerin kendi değerlerinin farkında olması,
öğrenci açısından bunun önemini kavramış olması gerekir.