Özet:
Selçuklu devletinde öğretmenlik mesleği din adamlığı ile iç içe bir meslekti.
Öğretmenlik, sıbyan mekteplerinde “muallimlik” olarak, medreselerde ise “müderrislik” olarak adlandırıldı. Bu dönemde öğretmenlik mesleği, din adamlığından ayrı bir uzmanlık alanı değildi. Bu nedenle öğretmenlik için ayrı bir program
veya ayrı bir meslek eğitimi yoktu. Osmanlı Devleti’nde ilk olarak Fatih Sultan
Mehmet döneminde öğretmen yetiştirme meselesi önemsenmiş, ilk kez ilkokul
öğretmenliğine yönelik özgün bir model öngörülmüş, öğretmenin en iyi şekilde
yetişmesi için öğretmenlik meslek derslerinin programda yer almasını sağlamıştır.
Yine Fatih dönemindeki öğretmen yetiştirme programında “Tartışma kuralları,
estetik ve öğretim yöntemleri” gibi derslere yer verilmiş olması Türk ve dünya
eğitim tarihinde çok önemli bir yeniliktir. Osmanlı Devleti döneminde Tanzimat
dönemine kadar öğretmen yetiştirmek üzere kurulmuş bağımsız bir kurum yoktu.
Medrese veya Enderun mektebini bitirenler memurluğun yanında öğretmenlik de
yapabilmekteydiler. Öğretmen eğitimi ile ilgili çalışmalar Osmanlı Devletinin son
zamanlarında önemsenmiştir. Bu bağlamda, ilk öğretmen okulu İstanbul Fatih’te
16 Mart 1848 yılında Darülmuallimîn adıyla açılmıştır. Açılan öğretmen okuluna
yalnızca erkek öğretmen adayları alınmıştır. 26 Nisan 1870 yılında ise kız öğretmen okulu Darülmuallimat adıyla açılmıştır.
Osmanlı devletinde öğretmenlik mesleğinin saygınlığı ve bu mesleği öğrenip
yürütenlerin atanma, görevlendirilme ve yükselme biçimleri 1869’da yürürlüğe giren Maarifi Umumiye Nizamnamesinde (Genel Eğitim Tüzüğünde) ele alınmıştır.
Öğretmen alımında ve atamalarında öğretmen okulu çıkışlılara “hakk-ı rüçhan”
(öncelik hakkı) tanınmıştır. Bu bakımdan bu tüzük ülkemizde öğretmenlik mesleğinin evriminde yeni bir dönüm noktası oluşturur. Darülmuallimin (1848) erkek
öğretmen okulu, Darülmuallimin-i Rüşdi (1848) ortaokul, Darülmuallimin-i Sıbyan (1868) ilkokul, Darülmuallimat (1870) kız öğretmen okulu, Darülmuallimin-i
İdadi (1877) lise, Darülmuallimin-i Ali’nin (1891) yüksekokul ve 1913’te Ana Öğretmen Sınıfı, 1914 Ana Öğretmen Okulu olarak açılmasıyla, Osmanlıda öğretmenlik ana sınıfı basamağından yüksekokula kadar çağdaş anlamda meslekleşme
sürecine girmiş ve tüm öğretim basamaklarında türleşme sürecini tamamlamıştır.
20.yüzyılın başlarında Osmanlılarda 13 bölgeye yayılmış 17 adet muallim mektebi
bulunmaktaydı. Büyümekte olan ilkokul öğretmeni talebini karşılamak için muallim mektebinin sayısı hızla çoğaltıldı ve 1911 yılında 31’e ulaştı. 1920 yılına kadar
küçük değişikliklerle bu durum devam etti.
Milli Mücadelenin kazanılması ile birlikte Atatürk, Türk toplumunun çağdaş
uygarlık seviyesinin üzerine çıkarabilmek amacıyla her alanda olduğu gibi eğitimde de önemli inkılâplar gerçekleştirmiştir. Özellikle eğitimin milli olması gerektiğini düşünen Atatürk, yeni yetişecek olan nesle milli değerlerin kazandırılması
için uğraşmıştır. Bununla birlikte çağın gerektirdiği insan tipinin yetişmesi için
çaba göstermiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında okullaşma oranına kıyasla öğretmen okullarından yetişen öğretmen sayısı oldukça yetersizdi. Bu nedenle 22 Mart
1926 tarih ve 789 sayılı “Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun” ile ilkokullara okullara
öğretmen yetiştiren Muallim Mektepleri ise İlk Muallim Mektepleri ve Köy Muallim Mektepleri olmak üzere ikiye ayrılmıştır. 1926 ve 1927 yıllarında Kayseri’de
ve Denizli’de Köy Muallim Mektepleri açılmıştır. 1930 ve 1940’lı yıllarda köylerin eğitim sorununu çözmek amacıyla Köy Eğitmen Kursları düzenlenmiştir. Köy
Muallim Mektepleri ve Köy Eğitmen Kursları daha sonraki yıllarda Türk tarihinde
önemli bir yere sahip olacak olan Köy Enstitülerinin kuruluşuna model teşkil etmiştir.
Köy Enstitüleri, Başbakan İsmet İnönü’nün himayesinde, Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel tarafından İsmail Hakkı Tonguç’un çabalarıyla kurulmuştur.
İlkokul mezunu yetenekli köy çocuklarının gerekli eğitimi aldıktan sonra tekrar
köylere giderek öğretmen olmalarını amaçlamaktaydı. 17 Nisan 1940 tarihinde
TBMM’de kabul edilen 3803 sayılı Köy Enstitüleri Kanunu’nda, “Köy Öğretmeni
ve köye yarayan diğer meslek erbabını yetiştirmek üzere ziraat işlerine elverişli
arazi bulunan yerlerde Maarif Vekilliği’nce Köy Enstitüleri açılır.” ibaresi yer almaktadır. Bu hükme göre Köy Enstitülerinin kurulma amacı sadece köylere öğretmen yetiştirmek değil, aynı zamanda sağlık görevlisi ve teknisyen gibi köy halkını
bilgilendirecek ve bilinçlendirecek meslek elemanlarının da yetiştirilmesidir. Köy
Enstitülerinin 1943 tarihli programına göre ilkokuldan sonra 5 yıl öğrenim gören
öğrenciler, 114 hafta kültür, 58 hafta ziraat ders ve çalışmaları, 58 hafta teknik ders
ve çalışmaları yürütülmekteydi. Ancak çeşitli siyasi nedenlerden dolayı 25 Ocak
1954 yılında çıkarılan 6234 sayılı yasayla köy enstitüleri kapatılarak, altı yıllık ilk
öğretmen okullarına dönüştürülmüştür. 1960’lı yıllarda Yedek Subay Öğretmenler, 1970’lerde Mektupla Öğretmen Yetiştirme ve Hızlandırılmış Programla Öğretmen Yetiştirme uygulamaları görülmektedir.
1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile ilkokula öğretmen yetiştirmek üzere 1974 yılında İki Yıllık Eğitim Enstitüleri açılmış, öğretmenin niteliği yükseköğrenim düzeyinde ele alınmaya başlamış ve 1982 yılında Eğitim Yüksek Okulları
adı ile üniversitenin bünyesine alınmıştır. 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu
ile “öğretmenlik devletin, eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini
üzerine alan özel bir ihtisas mesleği” olarak tanımlanmış ve tüm öğretim kademelerinde yetişecek olan öğretmenlerin en az lisans öğrenimi görmeleri amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda 2 yıl olan Eğitim Yüksek Okullarının eğitim süresi1989-1990 eğitim-öğretim yılından itibaren 4 yıla çıkarılmış ve eğitim fakültelerine dönüştürülmüştür. YÖK, hızla artan öğretmen ihtiyacını karşılayabilmek amacıyla öğretmenlik kontenjanlarını artırmıştır. Bununla birlikte özellikle 1990’lı yılların ortalarından sonra başta Fen Edebiyat Fakültesi mezunları olmak üzere diğer
fakülte mezunlarına da Formasyon Eğitimi verilerek öğretmen yetiştirilmiştir.
1997-1998 yıllarında YÖK/Dünya Bankası Milli Eğitimi Geliştirme Projesi
kapsamında, ilköğretim ve ortaöğretime öğretmen yetiştirme lisans programlarını
yeniden yapılandırmıştır. Buna göre Eğitim Fakültelerinde ilköğretime öğretmen
yetiştiren programlar (okul öncesi öğretmenliği, sınıf öğretmenliği, sosyal bilgiler
öğretmenliği, fen bilgisi öğretmenliği vb.), ortaöğretime öğretmen yetiştiren kurumlar (tarih öğretmenliği, fizik öğretmenliği, Türk dili ve edebiyatı öğretmenliği
vb.) ve hem ilköğretim hem de ortaöğretime öğretmen yetiştiren programlar (yabancı dil, müzik, resim, beden eğitimi öğretmenliği vb.) olarak sınıflandırılmıştır.
Sadece ortaöğretime öğretmen yetiştiren programları eğitim süresi 5 yıl, diğerleri
ise 4 yıl olarak düzenlenmiştir. Mesleki ve teknik eğitim fakültelerinin eğitim süresi de 4 yıl olarak belirlenmiştir. Bunun yanında fen-edebiyat fakültesi mezunlarına
yönelik olarak lisans eğitimleri sonrası 1 yıllık “tezsiz yüksek lisans” programları
açılmıştır. Öğretmen ihtiyacı doğrultusunda eğitim fakültesi dışından da öğretmen alımları gerçekleştirilmiştir.
2009 tarihinde YÖK tarafından alınan kararla Fen-Edebiyat ve İlahiyat Fakültelerinde okuyan öğrencilere, lisans eğitimleri sırasında pedagojik formasyon
alma hakkı verilmiş ve bir anlamda Eğitim Fakültelerine alternatif öğretmen yetiştiren fakülteler haline dönüştürülmüştür. Diğer yandan YÖK, öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere, planlama yapmadan çok sayıda eğitim fakültesi açmıştır.
Böylece nitelikli öğretmen yetiştirmede sorunlar oluşmuş ve bugün 300 yüz binin üzerinde işsiz, Eğitim Fakültesi mezunu öğretmen atama bekler hale getirilmiştir. Öğretmen atamaları için 2013 yılından itibaren Öğretmenlik Alan Bilgisi
Testi (ÖABT) uygulanmaktadır. Öğretmen adayları, öğretmenlik atamasına başvurabilmek için “Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) A Grubu ve Öğretmenlik”
ile “Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi” (ÖABT) sınavına girmektedirler. 2015 KPSS
kılavuzuna göre öğretmen adaylarına sınavda uygulanan testler ve soru sayıları
şu şekildedir: Genel Yetenek (60), Genel Kültür (60), Eğitim Bilimleri (80), Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi (ÖABT): Alan Bilgisi Testi (40), Alan Eğitimi Testi (10).
Öğretmen atamaları MEB tarafından belirlenen kontenjanlar çerçevesinde öğretmen adaylarının KPSS’den almış oldukları puanlara göre yapılmaktadır.