Bu çalışmanın amacı J. G. Ballard'ın High-Rise adlı romanında şiddete giden yolu belirlemektir. Bilim ve distopya unsurlarını geleceğe ve başka bir yere değil de buraya ve şimdiye yerleştiren bir roman olarak High-Rise, okuru kendi inşa edilmiş çevresinden yabancılaştırır. Odak noktasında homojen bir topluluk/cemaat bulunan roman kentlerin mekânsal olarak ayrışmasına neden olan kentsel söylemleri sorgular. Romanın yerinin Londra olması nedeniyle kurmaca ve gerçeklik arasındaki geçişkenlikten dolayı bu çalışma ilk olarak edebiyat ve mekânsal beşeri bilimler arasında yok olan sınırları ve sonrasında da ütopya ve distopya arasında yok olan sınırları kısaca tartışacaktır. İkinci olarak, Richard Sennett'in kent anlayışı kuramsal bir çerçeve olarak kullanılarak toplumsal ilişkilerde homojenliğin romanda yol açtığı olumsuz neticeler belirlenecektir. Üçüncü olarak ise, can sıkıntısı olgusuna ve işbirliği yetersizliğine vurgu yapılarak güvenli olduğu farz edilen topluluğun dağılmasında ekonomik refahın rolü ortaya koyulacaktır. Bu şekilde, okurun gündelik çevresinde gizli ihtimalleri ortaya çıkaran distopyanın uyarıcı yönü kullanılarak Ballard çalışmalarına katkıda bulunulması amaçlanmaktadır.
This paper aims to map the path leading to violence in J. G. Ballard's High-Rise. Being a
science ction and dystopian ction which locates these elements, not in the future and
somewhere else, but here and now, the novel defamiliarizes the reader from his/her built
environment. With a homogenous community at its center, the novel problematizes the
urban discourses that culminate in spatial segregation of the cities. Due to the
transgressive nature of the novel between ction and reality, as London is the location of
the novel, this paper will shortly deal with the blurring boundaries between the literature
and the spatial humanities, and those between utopia and dystopia. Secondly, the
negative outcomes of the homogeneity in social relations will be identied in the novel by
using Richard Sennett's urbanism as a theoretical framework. Thirdly, the role of the
afuence in the disintegration of the supposedly safe community will be revealed with an
emphasis on the phenomenon of boredom and lack of cooperation. In this way, the paper
will seek to contribute to Ballardian studies, using the cautionary aspect of the dystopia
that unearths the latent possibilities buried in the quotidian environment.