Özet:
Yenidoğanlar anadillerini çevrelerindeki sesleri duymaya başladıkları ilk andan itibaren öğrenmeye
başlarlar. Daha dört günlükken bile bebeklerin farklı dilleri birbirlerinden ayırt edebildikleri farklı
çalışmalar sonucunda ortaya çıkarılmıştır (Mehler ve diğ., 1988). Yenidoğanların bu ayrımı, herdilin
kendi ses yapısında bulunan ritim ve ölçü (prosody) özelliklerini kullanarak yapabildikleri öne
sürülmüştür (Guasti, 2002:31). Ses yapılarını ayırt ederek başlayan dil edinim süreci 12 aydan
itibaren bebeklerin bu yetiyi kaybetmesiyle devam eder. Bu dönemden itibaren bebekler, farklı dilleri
ses yapılarını kullanarak ayırt edemezler. Bu kayıp aslında kelime ediniminin başlaması için gereken
şartları hazırlar. Bu döneme kadar etrafındaki sesleri tanımak ve belli sesleri birbirlerinden ayırt
etmek için çaba harcayan yenidoğanlar, artık ses üretimi için çabalamaya başlarlar. İlkin anlamsız gibi
görünen fakat aslında konuşmaya ön hazırlık olarak kabul edilebilecek sesler çıkarmaya, agulamaya
başlarlar. İki yaşına kadar kelime dağarcıklarında hızlı gelişmeler yaşanır ve dönüm noktalarından biri
saylabilecek bu dönemde sözdizim (syntax) gelişimleri gözlemlenmeye başlar. Bu dönem aynı
zamanda kelime kapasitesindeki artışın en üst seviyede olduğu bir dönemdir. Kelime sayısındaki bu
artış, kurulan cümlelerin basit yapılardan karmaşık hale gelmesini sağlar.
Sözdiziminin ortaya çıkması, evrensel dilbilgisi (universal grammar) değişkenlerinden bazılarının
geçerli, diğer bazılarının da geçersiz olarak kodlanmasıyla devam eder. Örneğin, anadili Türkçe olan
bir çocuk kişisel zamir kullanım zorunluluğu ile ilgili evrensel değişkeni maruz kaldığı yapılardan yola
çıkarak geçersiz olarak tanımlayacaktır. Örneğin “Ben su istiyorum.” yerine “Su istiyorum.”
denilebileceği algılandığında, kişisel zamir kullanımı zorunluluk olmaktan çıkacaktır. Bu kodlamalar
doğal şartlar içinde belli bir süre içinde ve biliçsiz şekilde oluşturulur. Bu kodlamalar ve kelime
dağarcığındaki genişleme dört‐beş yaşlarına kadar devam eder ve bu yeni dönem dil edinimi
açısından en kritik dönemdir.