Özet:
Nurettin Topçu, Türk düşünce tarihinde önemli iz düşümlerden bir tanesidir. Osmanlı Devleti’nin son dönemleri ile Cumhuriyet’in ilk dönemlerini görmüş ve etkilerini bizzat hissetmiştir. Doğulu olması nedeniyle geleneksel değerleri, Batıda eğitim almış olması nedeniyle de Batılı değerleri yakından tanıyan, bu iki farklı değer sistemi üzerinde felsefi mülahazalar yapabilen bir düşünce adamıdır. Türkiye ve Anadolu insanı üzerine birçok düşünce üretmiş olan Nurettin Topçu’nun önemli kavramlarından bir tanesi Anadolu Sosyalizmi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada bu kavram analiz edilmeye
çalışılacaktır.
Topçu bütün dert ve umudunu Anadolu'nun kurtuluşuna bağlamış ve sosyalizmden başlayan üç aşamalı bir çıkış yolu sunmuştur: Önce sosyalist bir cemiyet düzeninin kurulması lazımdır. Sonra halka sistemli ve inanılmış bir medeni terbiye aşısı yapılmalıdır. Nihayet İslam kültür ve ahlakının kaynaklara inmek suretiyle ve gerçek bir din anlayışı halinde canlandırılması, gaye olan selameti getirebilecektir. Topçu bir başka metinde kurtuluşun yolunun sosyalizmden nasıl geçtiğini ayrıntılandırır: Kurtuluş, ancak ruhları Allah yolculuğunda selamete ulaştıracak, ruhçu ve İslamcı bir sosyalizmin eseri olabilir. Bu zafere ulaşmanın şartı ve çaresi ise hakkın ve vicdanın katili olan hürriyetleri yok ederek, onun yerinde, çalışanların, düşünenlerin, sevenlerin ve acıyanların haklarıyla hürriyetlerini yaşatabilmektir. Bu manada, sosyalizm, devrimizin şeriatıdır.
Sosyalizm kavramı, dünya çapında literatürde ön eklerle kullanılmaktadır. Dolayısıyla tek bir sosyalist düzenden söz edilememektedir. Marksist sosyalizm, Rus sosyalizmi, Çin sosyalizmi, Alman sosyalizmi bunlardan birkaçıdır. Sosyalizm, on dokuzuncu yüzyılda kapitalizme ve onun uygulamalarına, yarattığı sosyal ve ekonomik sorunlara, sınıfsal farklılıklara karşı çıkan ve çalışanların haklarını öne çıkaran bir düşünce sistemi olarak anlaşılabilir. Ayrıca üretim araçlarının mülkiyetinin devlete ait olmasını öğütleyen, özel teşebbüs ve mülkiyet haklarının sınırlanmasını hükmeden bir sistem olarak da özetlenebilir.
Topçu da dünyada örnekleri olduğu gibi kendisi de sosyalizme ön ekler koyarak yeniden
kavramsallaştırır. Dolayısıyla Topçu’da sosyalizm, Anadolu sosyalizmi, İslam sosyalizmi, milliyetçi sosyalizm, ruhçu sosyalizm, kooperatifçiliğe dayalı sosyalizm şeklinde ortaya çıkmaktadır. Anadolu sosyalizmi kavramı, Topçu’nun Türk düşünce tarihine kazandırdığı ve sosyalizme yeni bir tanım ve muhteva getirdiği düşüncesinin adıdır.
Topçu, Anadolu sosyalizmini/İslam sosyalizmini, Marksist/Diyalektik sosyalizmden ayırır. Kendisi sosyalizmin materyalist temelli toplum kurgusuna karşıdır. Topçu aslında o dönemde sıkça yapıldığı üzere bir sentez ortaya koyar: Anadolu/İslam ile sosyalizmin sentezi. Anadolu sosyalizmi, takipçilerinin Anadolu insanından oluştuğu bir sosyalizm demek değildir. Aksine, Anadolu insanının kültür ve ahlaki değerlerine yaslanmış, merkeze insanı, eşitlik ve adaleti alan bir yaklaşımdır.
Topçu, Anadoluculuğu yeniden biçimlendirerek İslami temellerini ortaya koymaya çalışmış ve İslam’dan soyutlanmış bir Türk milliyetçiliği olamayacağını savunmuştur. Topçu, Batıya meyleden toplum yapısı karşısında Türk tarihini, kültürünü ve inancını savunmuştur. Aslında bu görüşler tam olarak Anadoluculuk akımını tanımlamaktadır. Batıdaki kapitalist ve komünist kamplaşma nedeniyle Türk kültürünü ve İslam’ın toplumsalcı, hak ve adalet yönünü ön plana çıkartıp sentezleyerek Anadolu Sosyalizmi kavramını türetmiştir