Özet:
XXI. yüzyılın dijital ağ toplumu ile yeni medya araçların gelişimi sanal iletişimi beraberinde getirmiştir. Sanal iletişim Ong’un ikincil sözlü kültür ortamı olarak belirttiği teknolojik ortam küreselleşme ile yeni sosyal mevcudiyet ağı oluşturmuştur. İki ayrı yapı olan maddi ve sanal davranış özellikleri, dijital ortamda birleşerek hibrit iletişim biçimlerine dönüşmüştür. Özellikle XX. yüzyılın ortalarında halk biliminin yok olduğu tartışmaları göz önünde bulundurulduğunda XX. yüzyılın son çeyreğinde, özellikle Z ve Y kuşakları ile geleneksel bilginin, yeni medya araçlarıyla iç içe girdiği görülmektedir. İnsanın geliştirdiği teknik bilgi ile insanın yarattığı sezgisel bilgi dijital iletişim araçlarıyla sanal bir bedensel kurmuş ve folkloru dijital kültür ortamına taşımıştır. Bu dijital kültür ortamında melezleşen folklorik davranış biçimlerinin dijital kuşak tarafından benimsendiğini, yaşatıldığı da gözlemlenmiştir. Dil ile aktarılan sözlü kültür unsurları, geleneksel öğretim teknikleri, halk inanç ve uygulamaları, geçiş dönemleri dijital algoritmalar ile yeniden üretildiği görülmüştür. Dijital algoritmalarının eritme kabında geleneksel bilginin yeni iletişim biçimleri kazandığı tespit edilmiştir. Bu açıdan küreselleşmenin tek tipleşmesinin aksine yeni melez formlar ile geleneklerin yaşadığını söylemek mümkündür. Dijital kültür ortamında folklorik işlevlerin devam etmesi, geleneğin kuşaklar arası aktarılması, ortak kültürel kimliğin dijital halk ile yaşanması, gelenek biliminin dinamik yapısıyla açıklanabilir. Yerel simgesel etkileşimin, dijital göstergeler ile yaşamın yansımasına dönüştüğü dijital ortam, folklorik alan araştırmasının yeni mekânı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu açıdan dijital kültür ortamı folklorik iletişim bağlamında yeni Türk halk kültürüne, melez kültür inceleme alanı sunmaktadır.