Özel askerî şirketler küresel düzlemde güvenlik sektörünün önemli bir oyuncusu haline geldiler. Güvenlik hizmetlerinin yarattığı maliyeti düşürmek, kamusal kaynakların kullanımı konusunda ülke kamuoyuna hesap vermek zorunda kalmaktan kurtulmak ya da bulundukları coğrafyalardaki çatışmaları yaymak gibi amaçlar bazı devletlerin bu şirketleri güvenlik sektörünün oyuncusu haline getirmelerinin nedenlerini açıklayabilir. Bu şirketler devlet otoritesinin sarsıldığı ya da bulunmadığı yerlerde duyumsanan çeşitli güvenlik ihtiyaçları nedeniyle devletler ya da devlet dışı aktörler adına çeşitli işler üstleniyorlar. Güvenlik endüstrisinin ihtiyaçları ve söylemleri de bu sürece katkı sunuyor. Uygulanagelen güvenlik yaklaşımları sektörün çeşitli oyuncuları tarafından “eski güvenlik anlayışının ürünü olan yaklaşımlar” bağlamında eleştirilirken devletler “yeni güvenlik anlayışı” olarak sunulan yaklaşımları ve uygulamaları kabule zorlanıyor. Böyle bir ortamda özel askerî şirketler normalleşiyor. Ancak özel askerî şirketlerin meşruiyeti tartışmalı bir husustur. Yine de bu şirketlerin varlıklarına ilişkin hukukî boşluğun doldurulmasına çalışılmaktadır. Çünkü bu şirketler dünyanın sorunlu ya da çeşitli niteliklerinden dolayı cazip bazı alanlarında küresel bazı güçlerin çıkarları açısından önemli görevler üstlenmektedirler. Terörizmin siyasal amaçlara ulaşmak için bir araç olarak kullanıldığı küresel sahnede bu şirketlerden yararlanmak artık güç mücadelelerinin önemli bir stratejisi haline gelmiş görünüyor. Bu şirketler günümüzün küresel asimetrik savaşlarının yeni oyuncuları olmaya adaydır. Çünkü bu şirketler devletin egemenlik gücüne meydan okuyan unsurlar olarak değerlendirilebilirler. Sorun şu ki, güvenlik hizmetleri bu şirketlerin de etkisiyle devletin tekelinde bulunan hizmetler olmaktan çıkarken, bu şirketler diğer yandan kendilerini kullanan devletler için bir tehdit unsuru haline gelebileceklerdir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bu tehditle karşı karşıyadır. Silahlı birlikler olan özel askerî şirketler koşullar oluştuğunda Türkiye’de iç çatışmalara yol açabilecekleri gibi devletin diğer devletlerle çeşitli yoğunluklarda savaşlara girmesine de sebep olabileceklerdir. Diğer yandan ticarî hedefleri bulunan bu şirketlerin 5188 sayılı kanunla sınırları çizilmiş olan ve ekonomi açısından önemli değerler taşıyan özel güvenlik sektörüne zarar verme olasılıkları ise güçlüdür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti yeni dünya düzeninin gereklerince kamu politikaları üretirken ve bu politikaları yürütürken özel askerî şirketleri yok saymayan yaklaşımlar içinde olmalıdır.
Private military companies have become a major player of the security sector in the globally. To reduce the costs of security services, to avoid having to account for the public opinion in the use of public resources, or to spread conflicts in the geographies in which they exist, may explain the reasons for some states to turn these companies into the security sector. These companies undertake various jobs on behalf of states or non-state actors for various security needs that are perceived in areas where state authority is shaken or absent. The needs and discourses of the security industry also contribute to this process. Conventional security approaches have been criticized by various players of the sector in the context of “approaches which are the product of the old security understanding”, while states are being forced to accept the approaches and practices that presented as “the new security understanding”. In this case, private military companies are normalizing. But the legitimacy of private military companies is controversial. Nevertheless, the legal gap regarding the assets of these companies is tried to be filled. Because these companies take on important tasks in problematic areas of the world or some attractive areas of the world due to their various qualities for the interests of some global powers. The use of these companies in the global area where terrorism is used as a tool to reach political goals now seems to have become an important strategy of power struggles in globally. These companies are candidates for being the new actors of today's global asymmetric wars. Because these companies can be considered as elements that challenge the power of sovereignty of the state. The problem is that while security services are no longer the monopoly of the state under the influence of these companies, they will also become a threat to the states that use them. The State of the Republic of Turkey is also facing the threat. Armed troops private military companies which occur when conditions will also cause other states to enter into war with the state at various concentrations can lead to internal conflicts such as in Turkey. On the other hand, these companies, which have commercial targets, have a strong probability of damaging the private security sector which has important economic values in Turkey, which is bounded by law no 5188. The State of the Republic of Turkey must not ignore private military companies while generating and conducting public policies in the new world order.