Özet:
17. yüzyıl Klasik Türk Edebiyatının önemli şairlerinden olan Urfalı Yusuf
Nâbî, bu yüzyılın şiirinin önemli edebî mekteplerinden olan ve örnekleri
daha erken dönemden itibaren İran Edebiyatı sahasında görülen hikemî tarzın
öncüsüdür. Şair, oğlu Ebu’l-Hayr’a miras olması kabilinde Osmanlı sahası
Klasik Türk Edebiyatının pend-name tarzında yazılmış önemli eserlerinden
biri olan “Hayri-nâme” ya da yaygın ismiyle “Hayriyye”yi kaleme almıştır.
Yazıldığı dönemde henüz sekiz yaşında olan Ebu’l-Hayr için içerik, üslup ve
dil açısından anlaşılmaktan uzak olan bu eseri şair, ilerleyen yaşını göz önüne
alarak birçok konuda oğluna yol gösterici bir miras bırakmayı arzulamıştır.
Yol göstermek, yordam öğretmek maksadıyla kaleme alınan bu eser; siyasi,
sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarla alakalı olan kimi konuları uhdesinde
bulundurmaktadır. Şair, mesnevi nazım tarzıyla kurmuş olduğu metnin
hemen başında Müslüman toplumun bir ferdinde bulunması elzem olan,
İslam dininin temel esası konumunda yer alan İslam’ın şartları meselesini
tafsilatlı bir şekilde ele almıştır. Makalemizde Müslüman bir gencin tedip ve
eğitiminde önemli olan konuların başında gelen İslam’ın şartları hususunda
şairin görüşlerini ortaya koymayı hedefledik. Çalışmanın neticesinde ortaya
çıkacak olan sonuçların Osmanlı geleneğinde Müslüman bir neslin nasıl
yetiştirildiği ile alakalı veriler ortaya konularak toplumu ve toplumun eğitim
anlayışını daha iyi tanımamıza dair kimi katkılar sağlayacağı
düşüncesindeyiz. Şair tarafından başlıklar hâlinde gruplandırılarak
oluşturulmuş olan eserde yer alan konular beyitlerde ele alınmış, farklı
veçheleri ile detaylı bir şekilde incelenmiştir.