Bilinen en eski metinleri Eski Türkçe dönemine dayanan Türk dili, bugün genel olarak Oğuz, Kıpçak ve Çağatay Türkçesi olmak üzere üç ana gruba ayrılarak incelenmektedir. Türk dilinin tarihî ve çağdaş lehçeleri arasında süregelen siyasi, sosyal ve kültürel etkileşimler, bu lehçelerin dil özellikleri bakımından birbirinden kesin çizgilerle ayrılmasını güçleştirmiştir. Bu sebeple saf bir Oğuz, Kıpçak ve Çağatay Türkçesinden bahsetmek her zaman mümkün olamamaktadır. Karahanlı Türkçesinden Çağatay Türkçesine geçiş dönemini teşkil eden Harezm Türkçesi, XI - XII. yüzyıllarda siyasi ve etnik yapı bakımından Türkleşen Harezm bölgesinde, Oğuz ve Kıpçak Türkçelerinin etkisi altında, Karahanlı (Hakaniye) Türkçesi temelinde oluşan Türkçeye verilen addır. Böylece bölge halkının etnik yapısı gibi oluşan dil de buraya yerleşen Oğuz, Kıpçak ve diğer Türk boylarının ağızlarından alınan unsurlarla karma bir yapı özelliği taşımıştır. Türk dili tarihi için önemli bir kaynak durumunda bulunan Nehcü’l-Ferâdis, Harezm Türkçesinin karma dil yapısını yansıtması bakımından dikkate değer bir eserdir. Dinî – didaktik nitelik gösteren bu eserde ses bilgisi, şekil bilgisi ve söz varlığı bakımından çeşitli lehçelere ait karakteristik özellikler taşıyan unsurlar bir arada görülebilmektedir. Bu noktadan hareketle çalışmamızda Nehcü’l-Ferâdis’teki Oğuz, Kıpçak ve diğer Türk boylarının ağız özelliklerinin etkisiyle ortaya çıkan ikili kullanımlar tespit edilmeye çalışılmıştır.
With its oldest texts dating back to Old Turkish period, Turkish language is generally studied in three main groups as Oghuz, Kipchaki and Chagatai Turkish. Political, social, and cultural interactions among historical and contemporary dialects of Turkish make it hard to clearly differentiate their language features from each other. Therefore, it is not always possible to talk about a pure Oghuz, Kipchaki, or Chagatai Turkish. Khwarazm Turkish which constitutes the transition period from Karahan Turkish to Chagatai Turkish is the name given to the dialect based on Karahan (Hakaniye) Turkish under the influence of Oghuz and Kipchak dialects due to the political and ethnic structure in the 11th and 12th centuries, and it was local to Khwarazm region which went through a Turkization process. In addition to the local ethnic composition, the native language resultantly inherited a blended form with the elements from the dialects of Oghuz, Kipchaki, and other Turkish tribes. An important source for the history of Turkish language, Nehcu’l-Feradis is a significant literary work as it reflects the blended form of Khwarazm Turkish. This religious/didactic work jointly presents elements characteristic to various dialects in terms of phonetics, morphology, and vocabulary. In this respect, this study aims to identify the dual uses in Nehcu’l-Feradis which resulted from the effect of the dialectal features of Oghuz, Kipchaki, and other Turkish tribes.