Bu yazının amacı, metinde olmadığı halde metin dışı ve çoğu zaman ilgisiz rivayetlerle tanımlanan bir Hz. Süleyman portresi yerine, Kur’an’ın ruhuna uygun bir peygamber modeli tespit etme çabasından başka bir şey değildir. Aslında Kur’an’ın anlattığı ve yer verdiği tarihi olaylar ve şahsiyetler de, muhataba uyarıcı ve teşvik edici dersler iletmek, ahlakî, ruhî ve dinî amaçlara hizmet için sunulmaktadır. Aynı şekilde peygamber kıssaları başta olmak üzere kıssaların önemi sadece tarihi ayrıntılarda değil, aynı zamanda kıssalardan çıkarılan uyarılardadır.
İşte bu düşünceden hareketle, Hz. Süleyman’dan söz eden Sâd sûresinin 30-33. âyetleri üzerinde çalışmaya karar verdik. Çünkü onunla ilgili bu âyetlerin -özellikle 32 ve 33. âyetler- tercüme ve yorumları bilhassa klasik tefsirlerde -büyük müfessir Râzî hariç- çok problemli gözükmektedir. Zira bu âyetlerle ilgili olarak, çoğunluk itibariyle, tefsirlerde Hz. Süleyman’ın peygamber kimliği ve kişiliğiyle bağdaşmayan bilgiler ve yorumlar oldukça yer tutmaktadır. Hz. Süleyman’ın kıssasının bu pasajında toplumlarının prototipi olan peygamberlere uygun olmayan hususlara yer verilmektedir.
Hz. Süleyman is one of the prophets whose name is mentioned in the Holy Quran. Hehas many more superior virtues than the other prophets. Especially in classicalinterpretations there are many unfounded rumors about Him in the context of 30-33rdverses of Sad Sura. In this study, it is aimed to reach the right knowledge by analyzingthe unsuitable ungrounded rumors about Him in the perspective of the whole Quran.In the aforementioned verses, Hz. Süleyman didn't slaughter the noble horses; ratherHe loved and caressed them since they made Him remember Allah. In other words,Hz. Süleyman taught us how to reach the Creator from the created ones.