Bu çalışma Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Şık romanındaki alafranga/züppe tipi kurgusunun sembolik boyutu hakkındadır. Türk romanında söz konusu tipin ilk örneklerinden Şöhret’in, metinde alafrangalığın nesnesi bir köpek konumundaki Drol ile koşut biçimde kurgulandığı ileri sürülmüştür. Bu varsayım çerçevesinde erken dönem Türk romanının temel tiplerinden birine yönelik farklı bir yorumlama alanı açmak amaçlanmıştır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm Şık’ın Türk edebiyatı tarihindeki yerinin sorgulanmasına ayrılmıştır. Romanın yayımlandığı günden beri yazarının ve metnin ilk eleştirmeni sayılabilecek Ahmet Mithat’ın görüşleri etrafında değerlendirildiği ve bu yüzden edebiyat tarihindeki yerinin yeniden konumlandırılması gerektiği tartışılmıştır. İkinci bölümde romanın başkahramanları olan Şöhret ve Drol’ün koşutluğu irdelenmiş ve böyle bir kurgunun nedenleri tartışılmıştır. Üçüncü bölümdeyse söz konusu sembolik boyutun aydınlatılması için canavarlık kavramına başvurulmuştur. İnceleme sonucunda Şöhret’in hikâyesinin bir tür kimlik anlatısı biçiminde değerlendirilebileceği görülmüştür. Züppenin köpekle koşutluğu da “biz” kimliğinin ötekine bakışını sergilemektedir. Böyle bir kurgu yazarın metin içi mesajlarıyla birlikte değerlendirilerek romanın aynı zamanda bir canavarlık anlatısı sunduğu tartışılmıştır. Şöhret’in canavar olarak kurgulanması 19. yüzyıldaki toplumsal dönüşüm sürecinin getirdiği korku ve endişelerinin bir yansıması biçiminde değerlendirilmiş ve kurgunun edebî olduğu kadar politik bir özellik de taşıdığı gösterilmiştir. Böylece çalışmada Şık romanının Osmanlı-Türk toplumunun yanlış Batılılaşmaya yönelik yerleşik algılarını yansıtan kurucu bir metin olduğu ortaya konulmuştur.
This study is about symbolic dimension of snob type characterization in the novel Şık by Hüseyin Rahmi Gürpınar. It was claimed that Satırzade Şöhret Bey, who is one of the first examples of the snob type in Turkish novel, was fictionalized in parallel with Drol in position of a dog which is object of Westernization in the text. Within the scope of this assumption, we aimed to open a different area of interpretation for one of basic types of early period Turkish novel. The study consists of three chapters. The first chapter was separated into investigation of place of Şık in history of Turkish literature. It was discussed that the novel has been evaluated around its writer’s and Ahmet Mithat’s comments since it was published and that, for this reason, its place in literature history should be repositioned. In the second chapter, parellelism between Şöhret and Drol, who are protagonists of the novel, was addressed and reasons for such fiction were discussed. Later, the concept monstrosity was referred to so that the said symbolic dimension could be enlightened. As a result of examination, it was seen that story of Şöhret would be evaluated as a kind of identity narration. Also parellelism of snob with the dog displays the “We” identity’s view of the other. Such fiction was evaluated together with the writer’s intra-textual messages and it was discussed that the novel presented a monstrosity narration, as well. Fictionalizing Şöhret as a monster was evaluated in the way of a reflection of fears and anxieties along which process of social transformation in 19th century brought and it was shown that the fiction has a politic feature as well as literary. Thus, in the study, we presented that the novel Şık was a constitutive text that reflects the established perceptions for wrong westernization of Ottoman-Turkish society.