Özet:
Kısır döngü ve teselsül meselesi nedensellik konusunun bir parçasıdır. Bu iki mesele hakkında yazılan makale sayısı birkaç taneyle sınırlı olup bu çalışmalarda meseleye daha çok kelam ilmi açısından yaklaşılmıştır. Konunun öneminden dolayı Râzî’den sonra yazılan kelam kitaplarında bu konu bağımsız fasıllar içerisinde incelenmiştir. Tabâtabâî’nin felsefi olarak mensup olduğu ekolün kurucusu Molla Sadrâ, bu iki meseleyi Esfâr isimli eserinde kelamcıların burhanlarına da geniş yer vererek derinlemesine incelemiştir.
Makalenin amacı Tabâtabâî üzerinden nedensellik konusuna dikkatleri çekmektir. Tabatabaî, Usûl-i felsefetü vel-menhecü’l-vâkııyye, adlı eserinde konuyla ilgili olarak Tûsî’nin burhanına da işaret etmiştir. Tabatabaî; Bidâyetü’l-hikmet ve Nihâyetü’l-hikmet adlı eserlerinde, Farabî’nin ortaya koyduğu “en kısa ve sağlam” burhan diye isimlendirilen burhan ile Aristoteles’in inşa ettiği ve İbn Sînâ’nın geliştirdiği iki taraf burhanını nakletmiştir. Bununla beraber kendisi de Sadrâ’nın geliştirdiği el-Hikmetü’l Müteâliye (Aşkın Hikmet) kaidelerine dayanarak yeni bir burhan geliştirmiştir.
Tabatabaî’nin geliştirdiği burhan şöyledir: Malulün vücudu illetine nispetle bağıl (rabıt) bir vücut olup illeti olmaksızın kendi başına var olamaz. İllet ise bağımsız bir varlığa sahip olup malulü kaim kılıcıdır. Eğer ilk illet başka bir illetin malulü olursa bağımsızlığını kaybeder. Yani zincir kendi başına var olan bağımsız bir nedende sona ermezse bağımlı bir varoluş seviyesine mahkûm olur. Başka bir ifadeyle, illet ve malullerden oluşan bir zincir, kendisi malul olmayan bir illette sona ermezse varlığı bağımsız olup zinciri kaim kılacak bir nedene dayanmadığından var olamaz.