İnsanlık tarihinde içinde bulunulan dönemin belirlediği ihtiyaçlar, önce üretimin, sonra satışın, daha sonra pazarlamanın ve 1980 sonrası da toplumsal pazarlamanın önem kazanmasına neden olmuştur.
Pazarlamanın tarih boyunca ticaretle birlikte geliştiği ve son dönemdeki çağdaş pazarlama anlayışında
sadece mal ve hizmetlerin değil; fikirlerin, eşyaların, tecrübelerin, olayların, şahısların, yerlerin, bilgilerin ve kültürlerin de pazarlandığı görülmektedir. Kültürün en önemli ögesi olan dil, pazarlamada
hem araç hem de pazarlanan bir ürün olabilmektedir. Teknolojinin gelişmesine bağlı olarak çeşitlenen ve gelişen kitle iletişim araçları günümüzde dilin pazarlama aracı ve pazarlanan ürün olarak kullanıldığı en önemli pazarlama alanlarıdır.
Türkçe günümüz yazılı Türk basınında her türlü pazarlama unsuru için araç olarak kullanılmaktadır; ancak küreselleşen dünyanın güçlü devletlerinin baskısı altında kalan Türklerin, örneklere bakıldığında, ana dilleri olan Türkçeyi kendi milletlerinin zihninde dahi tutundurabilecek şekilde pazarlayamadıkları görülmektedir. Türkçenin uluslararası bir güç kazanabilmesi için önce kendi milletince hak ettiği değerin verilmesi gerekmektedir. Bu konuda kitle iletişim araçlarının etkisi, millî eğitimden daha güçlü bir konumdadır. Türkçenin kitle iletişim araçlarında etkili bir şekilde pazarlanmamasından dolayı, ana diline karşı “olumsuz tutum” sahibi ve buna bağlı olarak da “öz güvensiz”, “millî bilinç yoksunu” nesiller yetişmektedir. Bundan dolayı, Türkçenin öncelikle yazılı Türk basınında etkili bir şekilde pazarlanması tüm Türk aydınlarının görevi olmalıdır.
Firstly production, afterwards sale, subsequently marketing and after 1980 social marketing became
important through the requirements of the terms in the history of humanity. In the modern marketing consept which has developed with trade in the history and existing, it is seen that not only products and service also ideas, goods, experience, events, characters, places, knowledge and culture
are marketed. Language, the essential element of culture, can be both a tool and a marketed product.
The mass media which is varied and flourishing with the development of technology is the leading
marketing area for the language which is used as a marketing tool and product at the present day.
In Turkish print media, Turkish is used as a tool for all sorts of marketing, however Turkish is remained under pressure of powerful countries of global world therefore as in the examples, Turkish has
not been marketed their native language on a promotional basis even in their nations’ mind. Firstly
Turkish nation should set a high value on their native language so Turkish language can gain its well
deserved international power. The effects of mass media is stronger than public education in this respect. Turkish language is not marketed effectively in mass media hence the new generation is growing in negative attitude to their native language and depending on this fact they are lack of self confidence and national consciousness. Consequently, marketing of Turkish on print media effectively
should be mission of all Turkish intelligentsia.