Özet:
Türk kültürünün maddi unsurları içinde Türk halı ve düz dokuma (cicim, zili, sumak) sanatı ürünlerinin çok önemli bir yeri vardır. Bu ürünlerde çok farklı şekillerde ve renklerde görülen yanışlar, çeşitli alfabelerle yazıya geçirilen Türkçe gibi binlerce yıllık Türk tarihinin duygu ve düşünce dünyasının izlerini günümüze kadar taşıyan Türk kültürünün görsel bir kütüphanesi özelliğini taşımaktadır.
İnsanın var olduğu andan itibaren duygu ve düşüncelerini çeşitli kodlar ve kanallarla ifade etmektedir. Bu ifade biçimlerinden biri olan sanatı da bir dil olarak değerlendirmek mümkündür. Bu sanat eserlerinden biri de halılardaki yanışlardır. Duygu ve düşüncelerin bir ifade biçimi veya "dil"i olarak değerlendirilebilen yanışlar, halı ve düz dokuma yaygılardaki şekliyle (görsel sanat) ve adıyla çok özel bir yere sahiptir.
Yanışlar yerini tuttukları unsurların (nesne, kavram) iplik ve renkle üretilmiş bir iletisidir. Bu ileti (mesaj) hem bir biçim hem de bir kelime (yanış adı) olarak dokuyucu ile o yanışı gören kişi(ler) arasında bir iletişimin gerçekleşmesini sağlar. Sanatın duygu ve düşünceleri iletme işlevi veya özelliği halı ve düz dokuma sanatında da söz konusudur. Dokuyucu bir taraftan ürettiği halıdaki yanışlarla estetik bir kaygı ile sanatsal bir içeriğe biçim verirken diğer yandan da duygu ve düşüncelerini bu biçimle ve o biçimin adıyla ifade etmektedir. Bu nedenle her yanış bir göstergedir ve bu göstergeler de farklı türlerde (görüntüsel gösterge, simge veya dil göstergesi) karşımıza çıkmaktadır. Ancak hangi türde olursa olsun tüm yanışlar bir "şey"in yerini tutar ve bir anlam ifade ederek bir iletişim sağlar.
Bu bildiride, yanışların iletişim sağlama özellikleri, gösterge olup olmadıkları, türleri ve bir gösterge olarak neyi gösterdikleri üzerinde durulacaktır. Ayrıca Türk dünyasının "ortak dili" olarak kabul edilen yanışların ve anlamlarının bilinmesinin Türk dünyası açısından önemi konusunda da tespitlerde bulunulacaktır.