Bu çalışmanın asıl amacı 1974 ile 2014 yılları arası dönem için Türkiye'de Çevresel Kuznets Eğrisi'nin (ÇKE) geçerliliğini karbondioksit (CO2) emisyonunun alt sektörleri itibariyle analiz etmektir. Çalışmamızda gecikmesi dağıtılmış otoregresif (ARDL) yöntemi uygulanılmıştır. Elde ettiğimiz sonuçlar CO2 toplam emisyonu için uzun ve kısa dönemde Türkiye'de ÇKE ilişkisini doğrulamakta olup alt sektörlerden sadece gaz yakıt tüketimi sonucu oluşan CO2 emisyonunda ÇKE doğrulanmıştır. Alt sektörler itibari ile yaptığımız analizlerde uzun dönem ilişkisine rastlanılmamış sadece kısa dönem ilişkisi belirlenmiştir. Türkiye'de kişi başı CO2 emisyonuna dolayısıyla çevre kirliliğine en çok sebep olan değişkenin uzun ve kısa dönemde enerji tüketimi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanı sıra finansal gelişmişlik CO2 emisyonunu uzun vadede azaltmaktadır. ARDL yöntemiyle gerçekleştirilen çalışmaya göre; Türkiye'de finansal gelişmişliğin artırılması, gelirin dolayısıyla ekonomik büyümenin artırılması uzun vadede ülkemizin faydasına olacaktır. Enerji tüketimi, ticaret oranı ve GDP'nin alt sektörlerden sadece üç tanesinde aynı olduğu belirlenmiştir. Kısa dönem uygulamalar sonucunda dikkat çeken durumlardan birisi gelir olmuştur. GSYİH olarak verdiğimiz bu değişken kısa dönemde gaz yakıt tüketiminden kaynaklanan CO2 emisyonunu ters yönde etkilemektedir. Yani GSYİH % 1 artarsa eğer gaz yakıt tüketiminden kaynaklanan CO2 emisyonu % 0.2 oranında azalacaktır. Diğer alt sektörlerin tamamında GSYİH aynı yönlü ve kirliliği artırıcı bir etkiye sahiptir. Diğer bir dikkat çeken unsur ise enerji tüketimi ile alakalıdır. Enerji tüketimi gaz yakıt tüketiminden oluşan karbon emisyonu ve elektrik ve ısı üretiminden kaynaklanan karbon emisyonunda pozitif yönlü bir ilişkiye işaret etmektedir. Ancak diğer alt sektörlerin tamamında enerji tüketiminin katsayısı negatif ve ters yönlü bir ilişkiye işaret etmektedir. Son olarak dikkat çeken diğer belirti ticaret oranının katsayısında gözlemlenmiştir. Ulaşımdan kaynaklanan karbon emisyonu hariç diğer alt sektörlerin tamamında pozitif ve aynı yönlü bir ilişkiyi gösteren ticaret oranı sadece ulaşımdan kaynaklanan karbon emisyonu ile negatif katsayıya ve ters yönlü bir ilişkiye işaret etmektedir. Uygulamamızın Türkiye üzerine yapılan en kapsamlı ve en özgün çalışma olduğuna inanmaktayız. ÇKE literatürüne Türkiye için özgün bir çalışma katmış olmayı temenni ederiz.
The main purpose of this study is to analyze the validity of the Environmental Kuznets Curve (EKC) in terms of the sub-sectors of carbon dioxide (CO2) emissions in Turkey for the period 1974 to 2014. In our study, the Autoregressive Distributed Lag (ARDL) method was applied. The results we obtained confirm the long-term and short-term EKC relationship in Turkey for total CO2 emissions and among the sub-sectorsonly the CO2 emissions resulting from gaseous fuel consumption have confirmed the EKC. In the analyzes we conducted for the sub-sectors we did not find a long-term relationship, only the short-term relationship was determined. It is found that the energy consumption is the most common cause of CO2 emissions per capita and hence the environmental pollution in Turkey in the long-term and the short-term. In addition, financial development reduces the CO2 emissions in the long run.According to the study performed by the ARDL method; increasing financial development and increasing income and therefore economic growth in Turkey will benefit the country in the long run.It is determined that energy consumption, trade rate and GDP are the same for only three of the sub-sectors. As a result of short-term implementations, one of the remarkable cases appears to be the income. This variable, described as GDP, inversely affects the CO2 emissions from gasoline consumption in the short term. So, if the GDP increases by 1%, CO2 emissions from gas fuel consumption will decrease by 0.2%. In all of the other sub-sectors, GDP has the same sign and bears a pollution-enhancing effect. Another notable element is related to energy consumption. Energy consumption points to a positive relationship with carbon emissions from gaseous fuel consumption and carbon emissions from electricity and heat generation. However, in all of the other sub-sectors, the coefficient of energy consumption indicates a negative and adverse relationship. Finally, the other noticeable symptom was observed in the coefficient of trade ratio. The trade rate, which shows a positive and uni-directional relationship in all of the other sub-sectors except for carbon emissions from transport, exhibites a negative correlation and inverse relationship with carbon emissions from transportation. We believe that our application is the most comprehensive and original work done on Turkey. We hope to have contributed an original work to the EKC literature for Turkey.