Özet:
Nevşehir bölgesinin karakteristiği olan yumuşak tüflü yüzey yapısı, çok eski
çağlardan beri buraları yaşanılabilir kılmış ve âdete doğanın insanlığa bir
armağanı olmuştur. İhtiyaçlar doğrultusunda oyulmuş mekânlar, başta sivil mimari
(konutlar) olmak üzere, dini mimari (manastırlar, kiliseler, camiler, mezarlar),
savunma yapıları ve zirai yapıların (bezirhaneler, setenler, güvercinlikler, arılıklar,
şarap işlikleri, depolar, ahırlar) ortaya çıkmasına olanak sağlamıştır. Bunlardan
biri olan güvercinlikler, Anadolu’da çok yaygın olmayan bir yapı türü olup
Kapadokya bölgesinde yoğunlaşır. Nevşehir ve çevresindeki kaya oyma
güvercinliklerin belirgin plan özellikleri yoktur. Tek katlı olabildikleri gibi, çok katlı
örneklere de rastlanır. Eğimli bir yamaçtaki bir kaya bloğunun içine oyulabildiği
gibi, müstakil peribacalarına oyulan türleri de vardır. Nevşehir bölgesindeki kaya
oyma güvercinlikler, dış cephelerine yapılan boyalı bezemeleri ile dikkati çeker.
Beyaz zemin üzerine, kırmızı, siyah, mavi ya da yeşil rengin kullanıldığı süslemeler
geometrik, bitkisel, figürlü ve nesneli olarak karşımıza çıkar. Bezemelerin
üzerlerinde yazan tarih, üslup ve kompozisyon özellikleri 18. yüzyıl ve sonrasına
işaret etmektedir. Sık kullanılan motiflerden vazo içerisindeki karanfil çiçekleri ve
yan yana dizilen servi ağaçları gibi uygulamalardan bunu anlamak mümkündür.
Nargile gibi nesnelerin kullanılması ise 19. yüzyıl anlayışına uygundur. Pencere
kenarlarına yapılan bezemeler sadece güvercinlerin dikkatini çekmek için yapılmış
olsalardı daha zahmetli bir iş olan figürlü, bitkisel, nesneli ve geometrik bezemeli
kompozisyonlarla uğraşılmaz, nakışsız düz boya sürmek de yeterli olabilirdi. Yerel
sanatçıların bir taraftan güvercinlerin dikkatini çekerken diğer yandan dönemin
modasını yansıtan bazı motif ve sembolleri kullanarak kendi iç dünyalarını, sosyal
çevre ve yaşantılarını gösterebildikleri bir alan yarattıkları düşündürtmektedir.