Özet:
Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşı’nın çok öncesinde
boğazların savunması amacıyla hem Çanakkale ve hem de İstanbul
Boğazı’nın tahkimi için önlemler almıştır. Dönemin hükümetleri,
İmparatorluğun güvenliği için İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının iyi
tahkim edilmesi gereğini önceden görmüştü. Özellikle Osmanlı
Devleti’nin zayıflamaya başladığı ve İngiltere’nin Akdeniz hâkimiyetini
ele geçirmesiyle boğazların savunması bilhassa önem kazandığı
dikkatlerden kaçmamıştı. Bu sebeple daha Sultan III. Selim (1789-1807)
zamanında bir Fransız subayın raporu doğrultusunda Çanakkale
Boğazı’nın tahkim edilmesine karar verilmişti. 1806 tarihinde
Rusya’yla savaş ihtimali ortaya çıkınca, tedbir amaçlı olarak İstanbul
hükümeti, Çanakkale Boğazı’nın tahkimi için Feyzullah Efendi’yi
görevlendirmiş; ancak onun gerekli tedbirleri almamasından dolayı
İngiliz gemileri Çanakkale Boğazı’nı kolaylıkla geçmişti. Bunun
üzerine Feyzullah Efendi de idam edilmişti.
Aradan geçen zaman içinde boğazların önemi giderek artmış;
Boğazların İmparatorluğun savunması için ne denli önemli olduğu
daha iyi kavranmaya başlanmıştır. 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı’ndan
sonra Osmanlı Devleti’nin dış siyasetinde Almanya’nın ortaya
çıkmasıyla durum değişmiştir. Şöyle ki, denizlere hâkim İngiltere’nin
Çanakkale ve İstanbul Boğazları’nı kolaylıkla işgal edeceği ve İstanbul
önlerine geleceği endişesi, İstanbul ve özellikle Çanakkale Boğazı’nın
savunmasını öncelikli hale getirmiştir. Osmanlı arşiv belgelerinden
anlaşıldığı üzere büyük devletler arasındaki rekabet arttıkça boğazların
savunmasına yönelik Osmanlı İmparatorluğu’nun çabaları da artmıştır.
Birinci Dünya Savaşı’na doğru Osmanlı Devleti’nin dış politikası Almanya ekseni üzerine kurulmuştu. Bu yüzden Almanların desteğiyle
Rusya’nın Akdeniz’e inmesini önlemek, İstanbul Boğazı’nı Akdeniz’den
gelecek saldırılara karşı korumak ve Çanakkale Boğazı’nın savunması
için yeni tabyalar yapılması ve var olanların güçlendirilmesi yoluna
gidilmiştir. Hatta Boğazların savunulması için torpil/mayın
teknolojisinden faydalanılarak Çanakkale ve İstanbul Boğazları’na
mayın yerleştirilmiştir. Çanakkale Boğazı’na İstanbul Boğazı’ndan
daha fazla önem verilmiştir. Bu gerekçeyle zaman zaman asker
takviyesinde de bulunulmuş; Çanakkale’ye çevre şehirlerden, örneğin
Tekirdağ’dan, asker getirilmiştir. Alman Goltz Paşa’ya Çanakkale
Boğazı’nın haritası çizdirilmiş; uzmanlardan raporlar alınmış ve bu
doğrultuda yeni birtakım savunma tedbirleri ihdas edilmiştir.
Çanakkale Boğazı’nda haberleşmeyi sağlamak amacıyla da yeni
telgraf hatları döşendiği gibi, mevcut olanlar da zaman zaman tamir
edilmiştir. Anadolu yakasına torpil/mayın botları getirtilerek herhangi
bir saldırıya karşı boğazın savunması kuvvetlendirilmeye çalışılmıştır.