Özet:
Sanayi İnkılâbı ile birlikte dünya ticaretine açılan, dış ticaret ve
yabancı yatırımlar gibi iktisadi süreçlerle sürekli genişleyen Osmanlı
ekonomisinde bu sürecin doğal bir sonucu olarak bankacılık faaliyetleri
de başladı. İstanbul Bankası (Banque de Constantinople) Osmanlı
Devleti’nde 1847’de Galata Bankerleri tarafından kurulan ilk bankadır.
1856 yılında İngiliz sermayesi ile kurulan Osmanlı Bankasından sonra
Mithat Paşa’nın kooperatifçilik denemesi olarak başlattığı tarımsal kredi
veren sandık faaliyetleri, ilk devlet bankası olan Ziraat Bankası’nın
kurulmasıyla neticelenir. Osmanlı Devleti’nde daha çok yabancı
sermayenin kontrolünde olan bankacılık sektöründe II. Meşrutiyet
döneminde değişim yaşanır. Bu dönemde İttihat Terakki Partisi’nin
iktidara gelmesiyle Parti üzerinde etkili olan milliyetçi politikalar,
ekonomik hayatta da tesirli olur. Milli bir ekonominin ancak milli
sermayeye dayalı şirketlerle yürütülebileceğine inanan Parti yönetimi,
bu amaca yönelik ülke genelinde yerel bankalar kurulmasında öncü
olur. II. Meşrutiyet döneminde yerel bankacılık konusunda elde edilen
tecrübeler Cumhuriyet dönemi ekonomik hayatına katkı sağlar. İzmir
İktisat Kongresi’nde alınan kararlar doğrultusunda ekonomik
kalkınmayı sağlamak için gerekli sermayeyi sağlayacak yerel bankalar
kurulması kararlaştırılır. Bu meyanda Nevşehir’de Nevşehir Bankası
TAŞ, Ürgüp’te ise Ürgüp Zürra Bankası TAŞ kurulur. Bölge halkına
uygun krediler vermek amacıyla kurulan bu bankalar sayesinde halkın
para ve sermaye piyasasına katılması ve tasarrufun artırılması da
hedeflenir.