Özet:
Gayrimüslimlerin askere alınması meselesi TBMM açıldıktan hemen sonra gündeme gelmiş ve bazı milletvekilleri gayrimüslimlerin de Müslümanlar gibi askerlikle mükellef oldukları, Mükellefiyet-i Askeriye Kanunu gereklerinden olmasına rağmen bunların askerliğe alınmama sebebini Müdafaa-i Milliye Vekili olan Fevzi (Çakmak) Paşa’ya sormuşlardır. TBMM’de gizli celselerde yapılan tartışmalarda gayrimüslimlerin de Müslümanlar gibi askere alınıp alınmamaları meselesi yoğun bir şekilde görüşülmüştür. Görüşmeler sırasında gayrimüslimlerin askere alınmasının aleyhimizde bir nevi propaganda zemini olabileceğinden bahsedenler olduğu gibi, öncelikle nakdî bedel alalım, sonra yol yaptıralım diyenler, nakdî bedeli vermeyenler Sivas’a, Erzurum’a gönderilsin ve yollarda çalıştırılsın diyenler de olmuştur. Hatta bu şehirlere çalışmak için gönderilecek gayrimüslimlerin kendi şehirlerini kirleteceğinden dolayı bu yollarda çalışma işine sıcak bakmayan ya da kendi şehirlerinden başka şehirlere gönderilmesini isteyenler de vardı. Gayrimüslimlerin nüfusları kendini korurken hatta artarken Müslümanların savaş sebebiyle kırılmalarına çareler aranması açısından gayrimüslimlerin askere alınmasalar da durumlarıyla ilgili çareler aranması tartışmaların ortak fikriydi. Gayrimüslimlerin amele taburları adı altında yolda çalıştırılmaları konusunda da TBMM’de farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bazı vekiller, bu gayrimüslimlere yol yaptırılsa bile bir şekilde kolayını bulup bu işlerden hastalandıklarını bahane ederek rapor alıp gideceklerini ve işten kaçacaklarını gündeme getirmişlerdir. Bedel-i nakdî almak ve amele taburları teşkil etmek için yasal dayanağın hazırlanması adına bir layiha düzenlenmesi gerekliliği de yoğun tartışmaların içeriğini oluşturmuştur.