Özet:
Bugüne kadar Osmanlı-Türk edebiyatında biyografi ve otobiyografi üzerine yapılmış çalışmaların genellikle Avrupa-merkezli bir bakış açısı benimsediği, bunun da bu türler hakkındaki tarihyazımında ve değerlendirmelerde özgül toplumsal ve kültürel arka planın göz ardı edilmesine neden olduğu gözlemlenebilir. Bu çalışmada, bu sorunu gidermek amacıyla, 19. yüzyılda önemli bir varlık göstermesine karşın, şimdiye dek yeterince araştırılmamış olan biyografi ve otobiyografilerin tespit edilerek okunması, yorumlanması ve böylece söz konusu türlerin Osmanlı edebî kültüründeki kendine özgü seyrinin aydınlatılması amaçlanmıştır. Bunu gerçekleştirebilmek üzere, arşiv ve kütüphane araştırmasına dayalı veri tabanı oluşturarak karşılaştırmalı sayısal çözümleme ve metin incelemesi yöntemleri kullanılmıştır. İncelemede, sosyolojik ve kültürel yaklaşımlardan yararlanılmıştır.
Örneklemi temsil edici biçimde oluşturabilmek amacıyla, süreli yayıncılığın basılı kültürlerin doğuşu ve gelişimi üzerindeki etkisi göz önüne alınarak projede, Arap harfli Türkçe süreli yayınlar üzerine odaklanılmıştır. Şimdiye dek süreli yayınlar hakkında yapılan çalışmalarda genellikle ya başlangıç döneminin veya tekil yayınların, yayıncıların konu edildiği görülmüştür. Bibliyografyalar ve kataloglar dışında, süreli yayınlar hakkında toplu bilgilerin yer aldığı çalışmaların bulunmayışı, bu yayınların tamamının gözden geçirilmesini gerekli kılmıştır.
Bu doğrultuda, başta Millî Kütüphaneninkiler olmak üzere süreli yayınlar hakkında hazırlanmış kataloglar ve bibliyografyalar taranarak gerekli kaynaklar sağlanmış ve bir veri tabanı oluşturularak 19. yüzyıl süreli yayınlarının genel bir haritası çıkarılmıştır. Ardından bu yayınlarda yer alan biyografik ve otobiyografik malzeme saptanarak sayılmıştır. Böylece 19. yüzyılda Osmanlı basılı kültüründeki gelişimin seyrini gösterecek değişkenlerin keşfedilmesi hedeflenmiştir.
Veri tabanından yola çıkılarak elde edilen bulgular, süreli yayınlarda biyografinin yoğun olarak basılmasına karşılık, bütünüyle otobiyografi özelliği sergileyen metinlerin yok denecek kadar az olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bununla birlikte, tam bir otobiyografi niteliğinde olmayan ama otobiyografik özellikler içeren anı, gezi yazısı ve mektup türlerindeki metinlerin bütünüyle saptanamayacak kadar çok sayıda yayımlandığı gözlemlenmiştir. Bu nedenlerle, derinlemesine çözümlemelerde biyografi türüne odaklanılmış, biyografi yazarlarının ve biyografisi yazılan kişilerin bir envanteri oluşturulmuştur. Envanter, yaşamı merak uyandıran kişiliklerin bir dökümünü sunduğu gibi Ebüzziya Tevfik’in süreli yayınlardaki yazı sıklığının yanı sıra biyografi türündeki kitaplarıyla dönemin en üretken biyografi yazarı olduğunu göstermiştir. Ebüzziya’nın biyografisini yazdığı kişilerin genel envanterle karşılaştırılması onun biyografi yazarı olarak dönemin ilgisinin nabzını tuttuğunu ortaya koymuştur.
Biyografilerin okunması ve yorumlanmasıyla konu çeşitliliği ve üsluptaki değişimler saptanmış, böylece 19. yüzyılda biyografinin nasıl yazıldığına ve alımlandığına ışık tutulmuştur. Zaman içinde geleneksel biçiminden sıyrılarak modernleşen biyografinin Osmanlı okuryazarının modern dünyayı tanıma, tanıtma ve kendini bu dünyada yeniden konumlandırmasına hizmet ettiği, böylece aynı anda “biz” ve “öteki”nin kimlik inşasında bir araç işlevi taşıdığı anlaşılmıştır. Aynı zamanda, bu projede ortaya koyulan bilgiler, biyografi ile diğer türlerin karşılaştırılması yolunda yapılacak çalışmalar için zemin hazırlamıştır.
Anahtar Sözcükler: 19. yüzyıl Osmanlı-Türk edebiyatı, Arap harfli Türkçe süreli yayınlar, kurmaca-dışı edebî türler, biyografi, otobiyografi, Ebüzziya Tevfik.