Özet:
Modern toplumların en önemli problemlerinden bir tanesi farklılıkların bir arada yaşaması
sorunsalıdır. Tarihin her döneminde toplumlar kültürel farklılıklarla bir arada yaşamışlardır;
fakat, toplumu oluşturan farklı unsurlardan bir veya bir kaçı baskın grup olma özelliği ile
toplumun imkanlarından daha fazla yararlanmışlardır. Bu durum modernlik öncesi toplumlarda bir sorun olarak görülmeyebiliyordu. Modernlikle birlikte toplumu oluşturan farklı kesimlerin
hak ve özgürlükler konusunda daha talepkar olması, var olan birlikte yaşam koşullarının
yeniden kurgulanmasını ve devlet organizasyonunun toplumun bütün kesimlerini kuşatacak şekilde inşa edilmesini zorunlu hale getirmiştir. Çokkültürlülük, farklı etnik, kültürel ve dini grupların içerisinde bulundukları devletlerde farklılıklarına yönelik ayrıcalık taleplerinin ve bunlara karşı devletlerin ne gibi politikalar izleyeceğinin tartışıldığı bir kavramdır. Tartışmanın en belirgin tarafı eşit vatandaşlık ilkesine dayanan ulus devletler içerisinde gerçekleşmekte ve
farklı kimliklere sahip grupların bu eşitlik karşısında kendi ihtiyaçlarına yönelik farklı
uygulama talepleri ön plana çıkmaktadır. Ulus devletin hangi farklılığa ne kadar müsaade
edeceği, kendi içerisindeki ulusal birliği sağlamaya devam ederken, farklılıklara yönelik nasıl politikalar geliştireceği konusuysa, her ulus devletin kendi özel şartları içerisinde
değerlendirilmekte ve tek bir doğru politika tespit etmek mümkün olmamaktadır.
Osmanlı imparatorluğu yaşadığı zaman dilimleri içerisinde toplumsal farklılıkları başarılı bir
şekilde yöneten nadir imparatorluklardan bir tanesi olmuştur. Osmanlı toplumu, etnik, dini vekültürel çeşitliliği kendine özgü bir sistematik içerisinde yöneterek özgün bir model
geliştirmiştir. İmparatorluk içerisinde yer alan farklılıklar, din olgusu üzerinden hareketle
belirlenmiş farklı dini inançlara sahip olan gruplar ayrı bir millet olarak tanımlanmış ve özerk bir yapı olarak varlığını sürdürmüşlerdir. Osmanlı millet sistemi hukuki bir yapılanmadır ve bu bağlamda çok hukuklu bir yapısı olduğunu görmekteyiz. Her millet kendi hukuk sistematiği
içerisinde varlığını sürdürmüştür. Bu çalışmada, tarihin iki farklı zaman kesitinde farklılıkların bir arada yaşama modeli olan Osmanlı millet sistemi ve çokkültürlülük modeli ele alınacaktır. Şüphesiz her çağın ve toplumun kendine özgü olguları geliştirilen bu modeller üzerinde etkilidir. Çalışmanın amacı, imparatorluk dönemlerinde farklılıkların bir arada yaşama kurgusu ile postmodern dönemlerde farklılıkların bir arada yaşama kurgusundan bir kesit/fragman sunmaktır.