Özet:
Eğitimsizlik, dışlanmışlık, ötekileştirilme vb. gibi değer içerikli bağımsız değişkenlerin terörizmin gerçek dinamikleri olduğunu güçlü şekilde iddia edemiyoruz. Adanmışlığı da bu minvalde mutlak bir dinamik olarak savunamıyoruz. Teröristleri “hepten diğerleri için kendilerini feda edenler” olarak nitelemek gerçeğin ifadesi değildir. Bazıları için yapılabilecek tek iş terörizm olduğunda, para, onların terörizmin kullanışlı araçları olmayı kabul etmelerini kolaylaştırabiliyor. Terörizmi destekleyen devletlerin menfaatleri ise bunu daha olanaklı hale getirebiliyor. Terör örgütü üyelerinin terör örgütlerine katılım süreçlerini inceleyen çalışmalarda kişilerin bu doğrultudaki manipülasyonunun para ile sağlanabildiğine ilişkin iddiaları görüyoruz. Çeşitli terör örgütlerinin kontrol altında tutmaya çalıştıkları bölgelerden ülkelerine dönerken yakalanan kişilerin üzerlerinde önemli miktarlarda paralar çıkmasının ise terörizm ile para arasındaki ilişkiye dair bu tür iddiaları doğruladığına şahit oluyoruz. Yabancı teröristler ile çocuk teröristlerin kendi ülkelerinde ya da kendi ülkelerinden uzakta çeşitli terör örgütlerinin içerisinde yer almaları da paranın kişileri bu tür eylemlere teşvik etmek için kullanılan gerçek bir dinamik olabildiğini kanıtlar niteliktedir. Terörizmi destekleyen devletlerin makyavelist yaklaşımları gereğince paranın kullanımıyla artık terörizm literatürüne “yarı zamanlı terörist”, “kiralık terörist” vb. gibi kavramlar girmeye başlamıştır. Terör örgütlerinin ve örgütler içerisindeki teröristlerin para ile olan ilişkilerinin iyi anlaşılması hem terörizmin mevcut yeni niteliğinin idrak edilebilmesi hem de gelecekte bürünebileceği yeni biçimlerinin öngörülebilmesi bakımından kazanımlar sağlayabilir. Bu sayede terörizmle mücadeleye yönelik daha etkili iç güvenlik politikaları geliştirilmesinin fırsatları elde edilebilir.