Mülteci sorunu geçmişten günümüze birçok bölgede ve ülkede önemli bir konu olmuştur. Arap Baharı sonrası süreçte, en fazla öne çıkan konunun Suriyeli mülteciler meselesi olması günümüzde ve gelecekte de mülteci tartışmasının devam edeceğini göstermektedir. Suriye'de yerinden edilen/ ülkesini terk eden milyonlarca insan birçok ülkeye dağılmış ve siyasetten ekonomiye toplumsal sorunlardan hukuksal tartışmalara kadar geniş bir alanda etki yaratmıştır. Bu çerçevede, Suriyeli mültecilerin Avrupa'ya gitmek istemesi ve Türkiye'de sayısı 4 milyona yaklaşan Suriyeli sığınmacı sorunu en önemli iki durum olarak öne çıkmıştır. Hiçbir ülkenin karşılaşmadığı bu durum Türkiye için birçok sorunu da beraberinde getirmiştir. Türkiye de bu sorunun çözümü için komşu ülkelerden küresel güçlere kadar birçok aktörle çeşitli işbirlikleri geliştirmiştir. Bu kapsamda çalışma, "Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılar sorununun çözümünde BM ve AB'nin rolleri neler olabilir ve hangi örgütün sorunun çözümünde etkin olabileceği" sorusuna cevap aramıştır. Çalışmada literatürden ve ilgili örgütlerin birincil kaynaklarından yararlanılmıştır. Bu çerçevede öncelikle ilk bölümde, mülteci konusuyla ilgili kavramsal çerçeve ve Suriye sorunun kronolojik olarak gelişimi gösterilmiştir. İkinci bölümde BM'nin ve üçüncü bölümde ise AB'nin Türkiye'deki Suriyeli sığınmacı konusunda faaliyetleri ve politikaları iki örgütün mali yardımları, resmi kararları ve temsilcilerinin açıklamaları temelinde ele alınmıştır. Sonuç olarak çalışmada, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılar sorunun çözümünde BM'nin karşılıksız mali yardımları, BM için mülteci meselesinin siyasileşmemesi ve mülteci sorununa dair uzun yıllara dayanan tecrübesi; AB'nin ise eksik ve şartlı mali yardımları, konuyla ilgili Türkiye'deki mevzuatın geliştirilmesi gibi avantajları ön plana çıkarılmıştır. Bu nedenle çalışmada Türkiye'deki sığınmacı sorunun çözümünde iki örgütten birinin tercih edilmesi yerine her örgütün yarattığı avantaj ve fırsatların ayrı ayrı önemli olduğu gösterilmeye çalışılmıştır.
The refugee problem has been an important issue in many regions and countries from past to present. In the post-Arab Spring period, the most prominent topic is the issue of Syrian refugees which shows that the refugee debate will continue today and in the future. Millions of people displaced/left their country in Syria have spread to many countries and have had an impact on a wide range of areas, from politics to the economy, from social problems to legal debates. In this context, the fact that the Syrian refugees want to go to Europe and the Syrian refugee problem, whose number is approaching 4 million in Turkey, have come to the fore as the two most important situations. This situation, which no country has faced, has brought many problems for Turkey. For the solution to this problem, Turkey has developed various collaborations with many actors from neighboring countries to global powers. Within this framework, the study finds an answer to these questions; "What could be the roles of the UN and EU in solving the problem of Syrian refugees in Turkey? Which organization could be effective in solving the problem?". In the study, the literature and the primary sources of the relevant organizations have been used. In this context, in the first part, the conceptual framework of the refugee issue and the chronological development of the Syrian problem are shown. In the second part, the activities and policies of the UN and in the third part of the EU on Syrian refugees in Turkey are discussed on the basis of the financial aids, official decisions, and statements of their representatives of the two organizations. As a result, in the study, the UN's unrequited financial assistance in solving the problem of Syrian refugees in Turkey, the non-politicization of the refugee issue for the UN, and its long years of experience in the refugee problem; on the other hand, the advantages of the EU such as incomplete and conditional mail aids and the development of the relevant legislation in Turkey were highlighted. For this reason, this study, it has been tried to show that the advantages and opportunities created by each organization are important separately, instead of choosing one of the two organizations in the solution of the refugee problem in Turkey.