Özet:
“Bugün Sovyet Rusya, dostumuzdur, komşumuzdur, müttekimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı İmparatorluğu gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan İmparatorluğu gibi parçalanabilir. Bugün elinde tuttuğu milletler, avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşır. O zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir. Bizim, budostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, öz kardeşlerimiz vardır. Onlara sahipçıkmaya hazır olmalıyız.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk dünyası üzerine olan bu ön görüsü, 1991yılında SSCB’nin dağılması neticesinde Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın bağımsız birer devlet olarak ortaya çıkmalarıyla oldukça anlamlı bir duruma gelmiştir. Bu tarihe kadar Türkiye, Sovyetler Birliği içerisindeki soydaşlarıyla oldukça sınırlı bir ilişki içerisinde olmuştur. Ancak1991 sonrası oldukça hızlı bir şekilde birçok alanda karşılıklı işbirliği ve ortak çalışmalar yapılmış ve yapılmaya da devam etmektedir.2021 yılı, 30 Ocak 2021 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Genelge ile Cumhurbaşkanlığımız tarafından “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” olarak ilan edilmiş ve bu kapsamda “Dünya Dili Türkçe” adıyla etkinliklerin düzenleneceği duyurulmuştur. 2021 yılı aynı zamanda Sovyet Birliği’nin dağılmasının ardından1991’de bağımsızlığına kavuşan beş Türk cumhuriyetinin bağımsızlıklarının da30. yılıdır. Bu vesileyle Ses Bayrağımız Türkçemizin medeniyet dili kimliğini ortaya koymak amacıyla
Türk Dünyası Edebiyatı
(Türkiye Dışındaki Modern Türk Edebiyatı) adıyla bir armağan kitap hazırlamayı ve bağımsızlıklarının 30.yılını kutlayan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan Cumhuriyetlerinin bağımsız birer devlet olmalarının 30. yılına armağan etmeyi kendimize gaye edinerek bu kitabı hazırladık.1991’den 2021’e kadar olan süreçte anlaşıldığı üzere gerek bağımsız birer devlet gerek özerk statüde veya azınlık durumunda olsun Türk toplulukları arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin düzeyini belirlemede kültürel çalışmaların büyük bir önemi haiz olduğu aşikârdır. Bu noktada Türklük Bilimi çalışanlarının da üzerine düşen görevler bulunmaktadır. Bu hassasiyetle yola çıkarak hazırladığımız armağan kitabında Türk Dünyası edebiyatının birçok farklı sahası üzerine kaleme alınmış yazılar bulacaksınız. Amacımız Türk kültürüne hizmet ve Türk Dünyası edebiyatı üzerine yapılacak çalışmalara bir katkı sağlamaktı. Umarız bir nebze de olsun bunu başarmışızdır. Kitaba yazılarıyla destek olan tüm yazarlarımıza, danışma kurulundaki akademisyenlere ve Ihlamur Yayınevi’ne teşekkürü bir borç bilirim.