Alman edebiyatının önde gelen büyük şehir roman yazarlarından
Alfred Döblin’in 1929’da yayımlanan Berlin Alexanderplatz romanı, Weimar
Cumhuriyeti döneminde Berlin’i konu edinmektedir. Berlin, çağın ruhunu
yansıtırken tüm ahlaki değerleri yutan kapalı bir mekândır ve tüm renkliliğine
rağmen toplumsal çözülmenin ve bireyselliğin arttığı bir merkezdir.
Dünyanın en iyi büyük şehir romanlarından biri olarak kabul gören Berlin
Alexanderplatz Almanya’da Weimar İktidarının durumunu yansıtırken,
devletin adım adım Nasyonal Sosyalist rejimine doğru nasıl sürüklendiğini de
gözler önüne serer. Romanda, cezaevinden çıkan bir karakterin artık bir daha
suç işlememeye ant içmesine rağmen, mekânla bütünleşmesi sonucu tekrar
suç işlemesi ve kız arkadaşını dahi satacak kadar değer yargılarından
soyutlanması anlatılmıştır. Yazar bu romanında radikal bir değişikliğe
giderek anlatım üslubunu değiştirir ve olay örgüsündeki heyecanı artırmak
için Berlin’e özgü jargon kullanır, İncil’den alıntılar yapar, reklam
sloganlarından ve gazete haberlerinden yararlanır. Yapılan açıklamalar,
yorumlar ve iç monolog tarzı konuşmalar romanın ritmini artıran bir özelliğe
sahiptir. Döblin, Berlin örneğinde dünyada eş zamanlı ortaya çıkan
büyükşehir insan profilini gerçekçi bir yaklaşımla eleştirmiştir.
The Berlin Alexanderplatz novel, published in 1929 by Alfred
Döblin, one of the major writers of German literature, is the subject of Berlin
during the Weimar Republic. Berlin is a closed space that swallows all moral
values while reflecting the spirit of the age, and it is a center of social
dissolution and individuality in spite of all its color. Berlin Alexanderplatz,
considered one of the best big-city novels in the world, reveals how the state
is stepping forward towards the National Socialist regime, while reflecting
the situation of the Weimar government in Germany. Despite the fact that a
character emerging from the prison is no longer guilty of committing a
criminal offense, it has been explained that the integration with the place is a
criminal act again and the isolation of the judge from the value judges to sell
even his girlfriend. In this novel, the author changes the style of narration and
uses jargon specific to Berlin in order to increase the excitement in the plot.
The explanations, comments and internal monologue style have a feature that
increases the rhythm of the novel. Döblin criticized metropolitan human
profile, which emerged simultaneously in the world in Berlin, with a realistic
approach.