Bu çalışmada, Niğde’nin Bor ilçesine yerleşen mübadillerin, Bor halkıyla
iletişim ve bütünleşme biçimlerini, kendilerini bir grup olarak nasıl tanımladıklarını,
hangi orijinal kültürel özelliklerini taşıyıp, hangi orijinal kültürel özelliklerini geride
bıraktıklarını tespit etmek amaçlanmaktadır. Göç sürecinde kimlik sadece bir inşa süreci
olarak değil, aynı zamanda sürekliliği olan yeniden inşa süreci olarak değerlendirilebilir.
Bu kuramsal kabul, özellikle örneğimizde incelenen, 1923 yılında mübadele ile
Balkanlardan Bor’a göç eden mübadillerin ikinci ve üçüncü kuşaklarındaki kimlik
muğlaklığının kaynaklarını anlamamız açısından önemlidir. Kimliğin inşasında hem
sosyal çevreyi hem de kurumsal ve tarihsel çerçeveleri dikkate almak gerekir. Bu
çerçeveler, göç sonrası kültürel dönüşümün ve kimlik inşasının, nasıl şekillendiğini belirlemektedir. Bu çalışmada konunun sosyal hafızadaki izlerini takip edebilmek için
derinlemesine görüşme yöntemi kullanılmış ve sosyal hafızanın aradan geçen süre içinde
nasıl yaşatıldığı görülmeye çalışılmıştır. Bor’da ikamet eden 1923 Balkan mübadillerinin
ailelerine ulaşılmıştır. Mübadelenin yaşandığı günden bu güne kadar, önceleri ayrışma
olarak görülen kültürleşme modeli zaman içinde bütünleşmeye dönüşen bir eğilim
göstermiştir.
In this study, interaction and integration process of Lozan refugees with the
local people, how refugees define themselves as a group, and the remaining original
cultural features remain were investigated.. In relation with the migration process, the
problem of identity, includes a construction and a reconstruction process. This
theoretical assumption is especially important in terms of understanding the sources of
identity ambiguity in the second and third generation of immigrants. The social
environment and the institutional and historical frameworks have to be considered in the
components of identity. These frameworks determine the model of acculturation and
identity construction after immigration. As the historical frame, the historical conditions
after the first World war process had a deep influence on the cultural adoptation process.
In this study, in-depth interviews were made to understand how social memory is
preserved in this duration. The families of Balkan refugees who live in Bor were
reached. The model of acculturation has shown the tendency to change from segregation
to integration since the time of the immigration.