dc.description.abstract |
Tarihi kültürümüze kaynaklık eden eserlerin Latin harflerine aktarılması geçmişle günümüz arasında köprüler kurmakta ve günümüz edebiyatını daha da zenginleştirmektedir. Bu sayede çevrilen eserlerin edebiyatımıza bir canlılık kazandırdığı görülmektedir. Geçmişin zenginliklerine günümüz toplumunun daha rahat ulaşabilmesini sağlamak için Latin harflerine aktarma çalışmalarına ilginin oldukça arttığı görülmektedir. Bu çalışmada Mehmet İzzet Efendi'nin Yeni Eserlerim isimli yapıtı incelenmiş ve metin transkribe edilmiştir. Hicri 1304 (Miladi,1886) yılında istinsah edilmiştir. Eserde 182 başlık bulunmaktadır. Bu başlıkların her biri birer mektubu temsil etmektedir. 19.yüzyılda kaleme alınmış eserde Arapça ve Farsça ibareler dikkat çekmektedir. Müellif eserin mukaddime bölümünde zikrettiği "Hayru'l-kelam ma kalle ve delle (Sözlerin en güzeli az olsa da maksadı ifade edendir.)" ifadesiyle meramını kısa ve öz bir şekilde anlatacağını bildirmiştir. Eserin başlangıç bölümlerinde kitabetle ilgili veciz ifadeler kullanmış ve kitabetin ne denli önemli olduğunu göstermiştir. Nitekim "El-kitabetü kutbü'l edebi ve sema'ül hikmeti (Yazmak edebiyatın temeli ve hikmetin zirvesidir.)" diyerek yazmanın edebiyattaki yerine vurgu yapmış ve kitabetin diğer bütün sanatlardan farklı olduğunu her sanat için bir zekaya ihtiyaç duyulurken yalnız kitabet için iki türlü zekaya ihtiyaç olduğunu ifade etmiştir. Kitabetin önce manayı kalpte toplamak daha sonra harfleri kalemde toplamak olduğunu ve hiç şüphesiz kişinin yazısından aklının seviyesini ortaya çıkardığını ilk mektupta söylemiştir. Eserin başlangıç kısmında kitabete değinen müellif hemen sonrasında öğrenmeyi, bir genci süsleyen, konuştuğunda onu güzelleştiren bir haslet olarak belirtmiştir. Yine insanı güzelleştiren asıl şeyin ilim olduğunu söylemiştir. Kitabet ve ilimle ilgili mektuplardan sonra eserin büyük çoğunluğunu oluşturan ve yaşamış olduğu sıkıntılara çözüm arayan Mehmed İzzet Efendi'nin arzuhallerini anlattığı mektuplar gelmektedir. Bu mektuplarda hak ettiği maaşların verilmediğini, maaşlarında kesintiye gidildiğini bu kesintinin de zaruri ihtiyaçları karşılayamayacak derecede yetersiz olduğunu ifade eder. Maaş yetersizliğinden dolayı ailesinin geçim sıkıntısına düştüğünü, sokakta kaldıklarını ve tüm bu yaşananları edebi bir tarzda dile getirmiştir. Ehliyet, liyakat ve tecrübe sahibi biri olmasına rağmen kendisinden daha liyakatsiz insanların hak etmedikleri mertebelere gelmesini eleştirmiştir. Bunca yıl devlet kademesinde özveriyle yaptığı hizmetlere vefalı bir karşılık beklemiş ve yaşadığı sıkıntıların giderilmesi için defaatle arzuhaller yazmıştır. Bu arzuhallere cevap alamayınca son çare olarak sıkıntılarına çözüm bulunabilmesi için dönemin padişahı olan 2.Abdülhamid Han'a durumunu arz etmiştir. 182 mektup içerisinde dikkat çeken bir diğer nokta ise sevgiliye yazılmış mektuplardır. Sevgiliyi sürekli düşündüğünü, sevgilinin bir gamzesine bütün gönlünü verdiğini, içinde bulunduğu durumu mübtela olduğu bir dert olarak gördüğünü ve derdinin şifasının olmadığını bu derde tabiblerin bile derman olamadığını üzgün bir şekilde dile getirir. Sevgiliye yazdığı mektupları neticelendirirken ona sitem eder. Sevgisine karşılık bulamadığını ve sevgilinin bu sevgiye icabet etmesini ister. Müellif eserine son verirken Kasas Suresi 77.ayette "Allah'ın sana ihsan ettiği gibi sen de insanlara ihsanda bulun", ayeti celilesiyle padişahın taleplerini karşılama lütfunda bulunmasını istemiştir. Lütfun gecikmesinin cömertliğin bir parçası olmadığını ve padişaha yakışanın da talep edilen ihtiyaçların biran evvel karşılanması noktasında gerekli emirlerin verilmesini istemiştir. Bunu da padişahı metheden ona dualar ve güzel dileklerde bulunduğu Farsça bir manzumeyle neticelendirmiştir. Sonuç olarak bu çalışmada Mehmed İzzet Efendi'nin Yeni Eserlerim isimli kitabı transkribe edilmiştir. Dönemin siyasal, kültürel izleri eserde edebi bir dille anlatılmıştır. Dönemin dil özelliklerinden olan Arapça ve Farsça ifadeler bu eserde de görülmektedir. Anahtar kelimeler: Mektup, Mehmed İzzet Efendi, Yeni Eserlerim |
tr_TR |
dc.description.abstract |
Transferring the works that are the source of our historical culture to Latin letters builds bridges between the past and the present and enriches today's literature even more. In this way, it is seen that the translated works bring vitality to our literature. It is seen that the interest in translating into Latin letters has increased considerably in order to enable today's society to access the riches of the past more easily. In this study, Mehmet İzzet Efendi's novel titled My New Works was analyzed and the text was transcribed. It was copied in Hijri 1304 (Gregorian, 1886). There are 182 titles in the work. Each of these titles represents a letter. Arabic and Persian phrases draw attention in the work written in the 19th century. The author stated that he would explain his meaning in a short and concise way with the expression "Hayru'l-kelam ma kalle ve delle (The most beautiful words are the ones that express the purpose even if they are few)", which he mentioned in the introduction part of the work. He used concise expressions about the epitaph in the beginning parts of the work and showed how important the inscription is. As a matter of fact, he emphasized the place of writing in literature by saying "El-kitabetü kutbü'l edebi ve sema'ül hikmeti (Writing is the foundation of literature and the pinnacle of wisdom.)" and that inscription is different from all other arts, while intelligence is needed for every art, there are only two types of intelligence for epigraphy expressed the need. He said in the first letter that the inscription first means to gather the meaning in the heart and then to collect the letters in the pen, and that it undoubtedly reveals the level of one's mind from his writing. The author, who mentioned the inscription in the beginning of the work, immediately stated that learning is a trait that adorns a young person and beautifies him when he speaks. He also said that the real thing that makes people beautiful is science. After the letters about epigraphy and science, there are letters in which Mehmed İzzet Efendi, who made up the majority of the work and sought a solution to the troubles he had experienced, describes his wishes. In these letters, he states that the salaries he deserves are not given, that his salaries are cut and that this cut is insufficient to meet the essential needs. He expressed in a literary style that his family fell into financial difficulties due to the lack of salary, they stayed on the street and all these experiences. Although he is a person with a license, merit and experience, he criticizes that people who are less qualified than him come to the levels they do not deserve. All these years, he expected a loyal response for his self-sacrificing services at the state level and repeatedly wrote petitions for the elimination of the troubles he experienced. When he could not get an answer to these requests, he presented his situation to Abdulhamid Han, who was the sultan of the period, so that he could find a solution to his problems as a last resort. Another remarkable point among the 182 letters is the letters written to the lover. He sadly expresses that he thinks about his lover all the time, that he gives all his heart to a dimple of his lover, that he sees the situation he is in as a problem that he is obsessed with, and that there is no cure for his problem, even the doctors cannot cure it. He reproaches her while concluding the letters he wrote to his lover. He wants his love to be reciprocated and the lover to respond to this love. While ending his work, the author asked the sultan to meet the demands of the sultan with the verse "Best to people as Allah has bestowed upon you" in verse 77 of the chapter of Kasas. He asked that the delay of grace is not a part of generosity and that the necessary orders should be given to meet the needs demanded as soon as possible, which befits the sultan. He concluded this with a Persian poem in which he praised the sultan and made good wishes and prayers to him. As a result, in this study, Mehmed İzzet Efendi's book, My New Works, transcribed. The political and cultural traces of the period are described in a literary language in the work. Arabic and Persian expressions, which were the languages of the period, are also seen in this work. Keywords: Letter, Mehmed İzzet Efendi, My New Works |
tr_TR |