Özet:
Bu makalede racül/ricâl kelimelerinin Kur’ân’da kullanılışı klasik ve modern tefsirler ile lügat kaynaklarından araştırılmıştır. Çalışmamızda ilk olarak racül kelimesinin etimolojisine yer verilmiştir. Elliden fazla yerde bulunan racül ve çoğulu olan ricâl kelimeleri Arapçada “ر ج ل ” kökünden türemektedir. Bu kökten türeyen ergin, yetişmiş erkek, insan, becerikli gibi anlamları ifade eden “racül” kelimesi ayrıca mert, yiğit, insana yakışır olumlu nitelikleri bulunan, erdem sahibi olmuş, kendisine güvenilir, işinin ehli olan kişi anlamlarına da gelmektedir. Bu kelimelerin geçtiği âyetlerin konularının tasnife tabi tutulması, bir başlık altında ele alınması ve kelimelerin anlam haritasının çıkarılması önem arz etmektedir. Racül/ricâl kelimelerinin Mübhemâtü’l-Kur’ân alanına girmesi nedeniyle müstakil bir başlıkta incelenmesinin uygun olacağı düşünülmüştür. Zira racül/ricâl kelimelerine zaman zaman bazı sıfatlar eklense bile çoğu yerde kapalı bir anlama sahip olduğu görülmektedir. Bu bağlamda racül kelimesi Kehf suresi 37. âyette herhangi bir kişi olarak kullanılmaktadır: “Kendisiyle konuşmakta olan arkadaşı ona hitaben, ‘Yoksa sen’ dedi, seni topraktan sonra nutfeden (sperm) yaratan, daha sonra seni bir adam ( رَجُل ) biçimine sokan Allah’a da mı inanmıyorsun?”
Kur’ân’da racül/ricâl kelimeleri, aynı zamanda Müslüman bir kişiyi ifade edecek şekilde geçmektedir. Alışverişte bulundurulması gereken şahitlerle ilgili olarak; “…Erkeklerinizden ( مِنْ رِجَالِكُمْ ) iki de şahit bulundurun. Eğer iki erkek ( رَجُلَيِْ )
bulunamazsa rıza göstereceğiniz şahitlerden bir erkek ( رَجُل ) ile -biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatması için- iki kadın (olsun)…” buyurulmaktadır. Burada racül Müslüman bir şahsı göstermektedir. Melekler erkeklikleri ve dişilikleri olmayan varlıklar olmasına rağmen görevlerini icra için bazen erkek şeklinde yeryüzüne indirilmişlerdir. Nitekim racül/ricâl lafızları el-En’âm suresi 8-9. âyetlerde Peygamberler ve melekleri işaret edecek şekilde kullanılmaktadır: “Ona bir melek indirilseydi ya! dediler. Eğer biz bir melek indirseydik elbette iş bitirilmiş olur, artık kendilerine mühlet verilmezdi. “Eğer peygamberi bir melek kılsaydık muhakkak ki onu insan ( رَجُلً ) suretine sokar onları yine düşmekte oldukları kuşkuya düşürürdük.” Kur’ân’da cinlerin erkekleri ricâl kelimesiyle ifade edilmekte ve bu konuyla ilgili lafızlar aynı isimdeki Cin suresinin altıncı âyetinde şöyle yer almaktadır: “Şu da gerçek ki, insanlardan ( رِجَا ل ) bazı kimseler, cinlerden bazı kimselere (erkeklere) ( بِرِجَالٍ مِنَ
الِْْ نِ ) sığınırlardı da onların taşkınlıklarını arttırırlardı.” Racül/ricâl kelimeleri, cinsiyetle alakası olmayacak şekilde, özellikle de Allah’a verdiği sözde duran ve şehitlik için can atan kimseler manasında da istihdam edilmektedir. Bu âyetlerden birinde Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Müminler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice erler ( رِجَا ل ) var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.” Racül, birçok âyette erkek şahıslar anlamında kullanılmaktadır. Bakara suresi 282. ayette racül, racüleyn, ricâl ve imrae kelimeleri yan yana yer almaktadır: “…Erkeklerinizden iki de şahit bulundurun. Eğer iki erkek bulunamazsa rıza göstereceğiniz şahitlerden bir erkek ile -biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatması için- iki kadın (olsun)…” Bu âyette her üç form erkek anlamında, imrae kelimesi de kadın manasında kullanılmakta ve cinsiyet olarak birbirlerinin zıddını teşkil etmektedir. Allah Teâlâ’nın Kur’ân’da övgüyle söz ettiği bir kısım kişiler vardır. Bu kişiler üç âyette ricâl kelimesi ile ifade edilmektedir. Bu âyetlerden birinde ricâl kelimesi şöyle geçmektedir: “Onun içinde asla namaz kılma! İlk günden takvâ üzerine kurulan mescit (Kuba Mescidi) içinde namaz kılman elbette daha doğrudur. Onda temizlenmeyi seven adamlar ( رِجَا ل ) vardır. Allah da çok temizlenenleri sever.” Âyette olgu erkekler üzerinden ifade edilse de temizliği maddî manevî hakkıyla yerine getiren kadınları da kapsadığı anlaşılmaktadır.