Son yıllarda küresel boyutta büyük bir sorunsala dönüşen çevre ve enerji kriziyle birlikte,
dünyada insan için mevcut olan bir dizi enerji kaynağının ortak adı olan yenilenebilir enerjiyi,
temelde fiziksel bir değişken olmasına rağmen, sosyal dünyanın neredeyse tüm yönlerine
önemli ölçüde nüfuz ettiğinden, önemli bir sosyal değişken olarak kabul edebiliriz. Toplumlar
evrim geçirirken insan ve doğanın karşı karşıya gelmesi kaçınılmazdı. Tarım toplumundan
sanayi toplumuna geçişte insan ve doğayı karşı karşıya getiren en önemli etken üretim için daha
fazla enerji gerektiği düşüncesiydi. Ne kadar çok enerji tüketilirse ilerleme de o kadar büyük
olacaktı. Yani; toplumsal refah için enerji büyümesi gerekliliği hakim düşünceydi. Sanayi
toplumuna geçişle birlikte süregelen zamanda birincil enerji kaynağı olan fosil yakıtlar sera gazı
salınımını artırarak iklim değişikliğine neden olmuş ve buna bağlı olarak ekolojik yaşamı tehdit
etmeye devam etmiş ve etmektedir. Ekoloji; organizma, popülasyon, topluluk, ekosistem ve
biyosfer düzeylerinde ele alındığında, süreklilik arz eden böylesi bir heterojen sistemin
oluşumuna ve devamlılığına interdisipliner olarak yaklaşılması gerekmektedir. Ekosistem
bilimi, içerisine toplumu da almakta ve içinde bulunduğumuz bu süreçte ekosistemin
bozulmasında insan faktörünün tartışılmaz bir rolü olduğu da ortadadır. İnsanı üreten ve tüketen
kimliği ile ele aldığımızda, enerji tüketimini yalnızca ekonomik göstergelerle değil, aynı
zamanda çok çeşitli refah, eğitim, sağlık ve kültür göstergeleri açısından da incelenmesi
gerektiği düşünülmektedir.
Toplumlar hayatta kalabilmek için enerji dönüşüm teknolojilerine ihtiyaç duymaktadırlar ve
günümüzde enerji-dönüşüm farklılıkları göreli kültürü (kültürel kurumları) etkilemekte ve
toplumlara göre farklılık göstermektedir. Toplumsal grupların çevre ile olan ilişkisi farklı sosyoekonomik konumlarına da bağlıdır. Ekolojiyi toplumsal bir perspektif ile ele aldığımızda ortak
görüş günümüzdeki ekolojist hareketlerin krize çözüm getiremeyeceği ve toplumsal değişimin
gerçekleştirilmesini sağlayamayacakları yönündedir. Bu da ayrıca üzerinde durulması gereken
bir konudur. Bu çalışmada çevresel olguların toplumsal boyutlarının da dikkate alınması
gerektiğinden hareketle, toplumsal ekoloji perspektifinden yenilenebilir enerji tartışılmıştır.
Sonuç olarak toplumlar değişmiştir, ekolojik anlamda çevresel problemlerin yaşandığı
ortadadır. Toplumların benzer evrimsel süreçlerden geçmediği ve geçmeyeceği de
unutulmamalıdır. Bu süreçte yenilenebilir enerji sürecinin insani yanı unutulmadan,
tartışmaların toplumsal eksende de ilerlemesi gerektiği düşünülmektedir.
With the environmental and energy crisis, which has become a major problem on a global scale
in recent years, renewable energy, which is the common name of a number of energy resources available to people in the world, has been considered an important social variable since it
penetrates almost all aspects of the social world, although it is basically a physical variable, we
can accept. As societies evolved, it was inevitable that man and nature would come face-to-face.
The most important factor that brought people and nature against each other in the transition
from agricultural society to industrial society was the thought that more energy was needed for
production. The more energy consumed, the greater the progress would be. Well; the need for
energy growth for social welfare was the prevailing thought. With the transition to the industrial
society, fossil fuels, which are the primary energy source, have increased greenhouse gas
emissions, causing climate change, and have continued to threaten ecological life accordingly.
Ecology; When considered at organism, population, community, ecosystem and biosphere
levels, the formation and continuity of such a continuous heterogeneous system should be
approached interdisciplinary. Ecosystem science includes the society and it is obvious that the
human factor has an indisputable role in the deterioration of the ecosystem in this process. When
we consider the human being as a producer and a consumer, it is thought that energy
consumption should be examined not only in terms of economic indicators, but also in terms of
various indicators of welfare, education, health and culture.
Societies need energy conversion technologies to survive, and today, energy-conversion
differences affect the relative culture (cultural institutions) and differ according to societies. The
relationship of social groups with the environment also depends on their different socioeconomic positions. When we consider ecology from a social perspective, the common view is
that today's ecological movements cannot provide a solution to the crisis and cannot ensure the
realization of social change. This is also an issue that needs to be addressed. In this study,
considering the social dimensions of environmental phenomena, renewable energy is discussed
from the perspective of social ecology. As a result, societies have changed, it is obvious that
there are environmental problems in ecological terms. It should not be forgotten that societies
did not and will not go through similar evolutionary processes. In this process, it is thought that
the discussions should progress on the social axis without forgetting the human side of the
renewable energy process.