Kapadokya Bölgesi, Doğal ve Arkeolojik Sit Alanlarının yanı sıra Osmanlı’nın geç dönemine ait sivil mimari örneklerin değeri ile de ön plana çıkmaktadır. Özellikle Ürgüp, Göreme, Avanos, İbrahimpaşa, Ortahisar, Mustafapaşa ve Nevşehir Kalesinin etrafında bu tarz yapıların günümüze ulaşan varlığı gözlemlenmektedir. Ancak çoğu, doğal ya da insan faktöründen dolayı bakımsız kalmış, terkedilmiş ya da yıkılarak günümüze ulaşamamıştır. Bu yapılardan biri de Tahtalı Kahvehanedir. Tümüyle yıkılmış ve günümüze ulaşamamış, şehrin silüetinde önemli yer tutan ya da tarihi bir kompozisyon özelliği taşıyan yapıların yeniden yapılması restitüsyon, restorasyon ve rekonstrüksiyon alanlarında uygulamaya yönelik adımlar olarak görülebilir. Diğer taraftan geleneksel yapım tekniği, malzeme, plan, mimari ve bezeme özelliklerinin sürdürülebilirliği yönüyle de sanat tarihi araştırmalarına kaynak teşkil eder. Tarihe tanıklık etmiş bu türden yapıların korunması muhakkak gerekli olsa da korunamadığı durumlarda fotoğraflardan, mimari izlerinden, sözlü ve yazılı kaynak araştırmalardan yola çıkarak tekrar ayağa kaldırılması önemlidir. Bu çalışmada bahsedilecek Tahtalı Kahvehane erken örneklerini 16. yüzyılda İstanbul’da gördüğümüz kahve mekânlarının taşradaki yerel bir uygulamasıdır. Yapının aslına sadık kalınarak yeniden inşa edilmesinin kale çevresindeki tarihsel silüetin sürekliliğinin korunmasına da yardımcı olacağı kanaatindeyiz.
Cappadocia, along with its natural and
archaeological sites, is well-known for exhibiting
important examples of civil architecture from Late
Ottoman era. Especially, around Ürgüp, Göreme,
Avanos, İbrahimpaşa, Ortahisar, Mustafapaşa and
Nevşehir Castle, examples of civil architecture
which survived until today can be seen. However,
many of the constructions fell into ruins due to the
natural or human factors, deserted or were
destroyed therefore they did not reach to-day. One
of these structures is the building known as Tahtalı
Kahvehane (Tahtali Coffee House). The
reconstruction of buildings, which are destroyed
completely and could not survive but important for
the city’s historical environment and carrying
historical identity, can be regarded as steps for
practicing in departments of restitution, restoration
and reconstruction. Moreover, it constitutes a
source for art historical study with its important
role on sustainability of conventional construction
techniques, material, plan and characteristics of
architecture and decoration. Although it is
necessary to conserve this type of buildings which
are considered as witnesses of history, in some
conditions which they could not be protected it is
important to reconstruct them by relying on
photographical sources, architectural traces and
verbal and textual resources. Tahtalı Kahvehane,
which is the building this paper concerned, is the
local example of coffee houses which are those
earliest examples dated back to 16th century in
Istanbul. We suppose that reconstructing the
building by giving priority to its originality will
help to protect sustainability of historic
environment around the castle.