Özet:
Bölgenin kıyı kesiminde Bakla Tepe, iç kesimde Beycesultan Geç Kalkolitik Çağ’ın başlangıç ve gelişiminin izlendiği yerleşimlerdir. Mimari anlayışta farklar bulunmakla birlikte, keramikteki paralellikler bu iki kesimin kültürel yakınlığını ortaya koymaktadır. Her iki kesim keramiğinde, bir kısmı beyaz boya bezemeli ve çoğunlukla koyu tonlarda perdahlı kaplar karakteristiktir.
Geç Kalkolitik Çağ’ın son dönemini yansıtan yerleşim tabakaları, Bornova-Yassıtepe’de karşımıza çıkmaktadır. Bu tabakalar, Troya I-Erken safhasıyla çağdaş yerleşim katının altında kesintisiz devam etmektedir. Burada mevcut dolgunun 2 m derinlikte bir kısmı dar bir alanda kazılmış ve altı yapı katı ortaya çıkarılmıştır. Bu katlarda yer alan keramik, istikrarlı bir gelişimi yansıtmaktadır. Beyaz boya bezemeye rastlanmayan bu keramikte, ufak boyutlu açık kapların yaygınlaştığı, üç ayaklı kaba kapların ve gaga ağızlı testilerin önem kazandığı görülür. Kap formları Kumtepe IB ile önemli ölçüde koşutluk göstermektedir. Mimari kalıntılar, taş temelli/taş duvarlı yapılara aittir. Henüz formları belirlenemeyen bu yapıların, Troya I-Erken yapı katındaki uzun evlerle aynı doğrultuda olması ve benzer malzeme ve teknikle inşa edilmesi dikkate değerdir. Mimaride uzun evlerle ilişkili bir süreç yaşanırken, keramikte Troya I-Erken evresine özgü kapların ortaya çıktığı ve yaygınlaştığı bir aşamaya ulaşılmaktadır.
Mevcut verilerin Geç Kalkolitik Çağ’ın başlangıcı ve sonları hakkında bilgi sağlamasına karşın, Bakla Tepe Geç Kalkolitik Çağ kültürünü izleyen dönüşüm ve değişim safhası henüz açıklamaya muhtaçtır. Bununla birlikte, Troya I-Erken safhasına ulaşan gelişmelerin, Geç Kalkolitik Çağ kültürü içinde biçimlenip oluştuğu açıktır. Özellikle keramikteki gelişmeler, Kalkolitik keramik kültürüne sıkı sıkıya bağlıdır. Orta Batı Anadolu bölgesinde MÖ 6. binyılın ortalarından itibaren görülen bu kültür, ana özelliklerini dönemler boyunca muhafaza etmiş ve MÖ 3. binyıla aktarmıştır.