Özet:
Küçük bir iç denizi andıran aynı adlı körfezin iç kesimindeki Gülbahçe,
verimli kıyı ovası, termal su kaynağı, iyi nitelikli içme suyu ve liman özellikleri
bakımından yerleşim için oldukça elverişlidir. Burasının Erken Tunç Çağı'nda
yaygın yerleşim ve faaliyetlere sahne ol-duğu anlaşılmaktadır. Keramik
karşılaştırmaları, Troya i ortalarından Troya II'ye uzanan bir süreci işaret
etmektedir. Sahildeki Değirmenaltı Höyüğü, bu dönemin ana yerleşimi olmalıdır. Bu
dönem tabakaları, Geç Roma-Erken Bizans devrine ait kalın kültür dolgusuyla
örtülmüş gö-rünrnektedir. Deniz seviyesinin yükselmesi sonucunda höyüğün bir
kısmı su altında kalmıştır. Bu paralelde ETÇ tabakalarının da büyük ölçüde deniz
seviyesinin altında kaldığı anlaşılmak-tadır. Hamam Tepe'deki faaliyet, öncelikle
termal kaynakla ilgili görülebilir. Bunun yanı sıra hayvancılık, balıkçılık ve
gözetlerne gibi maksatlar da göz önüne alınabilir. Küçük Yılan ada-sındaki konak
yerinde gözlenen keramik, kara kesimiyle tam bir paralellik taşımaktadır. Taşı-makapları, buradaki faaliyetin tarımsalolduğuna işaret etmektedir. Bunun yanı sıra
balıkçılık faaliyetlerini de öngörmek gerekir. Adayla ilgili tespitler, Gülbahçe Erken
Tunç toplumunun denizciliği bildiğini ortaya koymaktadır. Değirmenaltı mevkiinde
bu döneme ait bir limanın varlığı makul bir tahmin olacaktır. Günümüz limanı
Değirmenaltı'nın hemen güneyindedir. Höyüğün kıyısında su altında devam eden
kalın ve uzun duvarların, Geç Roma-Erken Bizans limanına ait olması mümkündür.
Diğer yandan burada Osmanlı dönemi sonlarına ait iskele ve rıhtım tesisleri
bulunduğu da dikkate alındığında, bu kesimin uygun liman özelliklerine sahip
olduğu anlaşılmaktadır.