Özet:
Türk kültürünün arkaik izlerinin görülmeye başlandığı, ilk kez şekillendiği
ve yayılım gösterdiği coğrafya olan Sibirya ve özellikle Güney Sibirya,
barındırdığı arkeolojik ve etnografik malzemeler bakımından zengin
bir kaynak konumundadır. Türk kültür coğrafyası içerisinde yer alan Güney
Sibirya bölgesinin sözlü ve yazılı kültür geleneği de Türklerin tarih sahnesine
çıktığı ilk dönemlere ışık tutması bakımından oldukça önemlidir. Özellikle
yaşayan kültürel mirasın parçası olan ve sözlü kültür geleneği oluşturmuş
anlatılar bu açıdan dikkate değerdir. Literatürde somut olan ve somut
olmayan biçiminde adlandırılan bu malzemelerin veya kültürel mirasların
yorumlanması ile yapılan değerlendirmeler, Türk kültürünün en eski dönemlerini
anlamaya yardımcı olmakla birlikte, bunlar tek başına yeterli değildir.
Bölgenin maddî kalıntılarının ve sözlü kültür ürünlerinin yanı sıra ekolojik
niteliklerinin de ele alınması, daha derinlemesine bir incelemeyi gerektirmektedir.
Kültürel Ekoloji yaklaşımı olarak isimlendirilen bu değerlendirme
biçimi, diğer kültürel unsurların yanı sıra, kültürün şekillendiği coğrafyanın
önemini ve etkisini ortaya koymaktadır.