Özet:
Klasik Türk edebiyatında 13. yy.dan 19. yy.a kadar kesintisiz bir biçimde şiir ve düzyazı eserleri üretilmiştir. Şiirin “asıl” sanat olarak görüldüğü Osmanlı toplumunda, azımsanmayacak derecede nesir örnekler de sanatçılar tarafından yazılmıştır. Belagat kitaplarında ana hatları ile sade, orta ve âlî üslup olarak değerlendirilen nesir eserlerin bir bölümünde sanatsal öğelerin ağır bastığı görülmektedir. Şiirin padişah nesrin ise raiyyet olarak görüldüğü bu sanat anlayışında nâsirler şiirden aldıkları araçlarla eserlerini üretmişlerdir. Böylece düzyazı eserlerde şiirin üst yazı diline çıkmasını sağlayan çeşitli öğeler kullanılırken şiir ile nesir arasındaki fark da anlatım bakımından kapanmaya başlamıştır. Çalışmada klasik Türk nesrindeki sanatsal ifadelerin ne olduğu incelenecektir. İncelemede esas alınan nokta sadece tasvirî nitelikte, eserlerde bulunan estetik ve poetik öğelerin belirlenmesi değildir. Nesrin sanatsal yönü ortaya konurken bunların esere nasıl aktarıldığı, eserin beğenilmesindeki rolü ve bu ifadelerin esere katkıları incelenmeye çalışılacaktır.