Özet:
Kısaca nesirdeki kafiye olarak tanımlanacak seci, kafiye ve redif üzerine yapılan çalışmalara oranla, hakkında daha az çalışma yapılmış bir konudur. Bu sebeple seciyle ilgili bilgiler de kafiye ve redife göre çok daha azdır. Belagat kitaplarında seci hakkındaki bilgilerin bir kısmının tutarsız olduğu görülmektedir. Bu bilgilerden bir kısmı da belagat kitaplarında birbirinden farklı biçimlerde ele alınmaktadır. Secinin ilk olarak Arap edebiyatında kullanıldığı daha sonra İran edebiyatı vasıtasıyla edebiyatımızda kullanılmaya başlandığı görüşü hakimdir. Edebiyatımıza çeviri eserler vasıtasıyla da girdiği söylenmektedir. İlk yazılı örneklerden itibaren, hatta ondan önce sözlü edebiyatta da secinin örneklerine rastlanır. Bu yüzden diğer dillerde olduğu gibi şiir ve nesrin birbirinden ayrıldığı devirden itibaren Türk edebiyatında secinin olduğunu fakat adlandırma noktasında başka bir dilin teriminin kullanıldığını düşünmekteyiz. Her dil kendi ifade olanakları içerisinde dış dünyayı tanımladığı gibi, aynı imkanlar içinde söz sanatlarını kullanır. Bir dilde kullanılan sanatlar o dilin kurallarıyla sınırlanmıştır. Bu bakımdan Türk edebiyatında kullanılan seci hakkında her ne kadar Arap edebiyatının belagat kurallarına göre adlandırma yapılsa da incelenen örnekler doğrultusunda, Türk edebiyatına ait seci kullanımlarına rastlanmaktadır. Bu kullanımlar Arap belagat kurallarının dışında Türk edebiyatına özgü seci tasarrufları olabileceği izlenimini vermektedir.