İnsanoğlu yaratılış itibari ile farklı düşüncelere meyyal bir fıtrata sahiptir. Bunun sonucunda tarih boyunca kişiler, toplumlar ve devletlerarasında fikir ayrılıkları her daim süregelmiştir. Bu hususa, İslâmî çerçevede (akaide dair meseleler kapsamın dışında tutulmak kaydıyla) tefrika olarak değil de hikmet nazarıyla bakılmalıdır. Dinin aslından olmayan meselelerde yaşanan fikir ayrılıkları, gücü elinde bulunduran kimselerin anlayışına ters düştüğünde, çatışma durumunun ortaya çıkması kaçınılmaz olmuştur. Tarih, bu kapsamda gerçekleşen birçok olaya şahitlik etmiştir. Bunlardan birisi de tarih sahnesine kara bir leke olarak adını yazdıran mihne hâdisesidir. Mihne; gücü elinde bulunduran kesimin; baskı, şiddet ve işkence uygulayarak üstün gelmeye çalıştığı ve bu doğrultuda birçok âlimin maddi ve manevi yönden yaptırıma uğratıldığı bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Mihne Bağlamında Buhârî-Zühlî Sürtüşmesi isimli çalışmamızda amacımız; genel olarak Kelâm ve Mezhepler Tarihi çerçevesinde ele alınan mihne hâdisesini, Hadis perspektifinden bakarak Buhârî-Zühlî arasında yaşanan sürtüşme ile tesirlerini ortaya koymaktık. Bu bağlamda mihnenin ne olduğuna, arka planında yer alan sebeplerine, hadis âlimleri üzerindeki olumsuz tesirlerine ve mihne hâdisesinin sonuçlarına değindik. Bu çalışmamızda mihne hâdisesini hem tarihsel, hem de sosyolojik açıdan ele alarak, Buhârî-Zühlî sürtüşmesini kapsamlı bir şekilde ele almaya çalıştık. Yukarıda ifade edilen konular ele alındıktan sonra pratikte Buhârî'ye olan yansımalarına değinerek çalışmamızı sonlandırdık. Bu çalışmamızda, betimleme yöntemini kullandık. Erken dönem klasik kaynaklardan başlamak sûretiyle mihnenin; sebepleri, sonuçları ve tesirlerini bütün yönleriyle ele almaya çalıştık. Mihneyi çeşitli kaynaklardan yararlanarak araştırmaya gayret ettik. Buna yönelik öncelikle kaynak taraması yaptık, kaynaklarda konuların ele alınış biçimini belirledikten sonra farklı görüşleri birbiriyle karşılaştırdık. Bu kapsamda tutarlı olan görüşleri serdettik. Mihne hâdisesi sona erdikten sonra zuhûr eden Buhârî-Zühlî sürtüşmesi, her ne kadar mihne son bulmuş olsa da tesirlerinin devam ettiğinin en açık göstergesidir. Bu husus, tarihî süreç içerisinde cereyan eden hâdiselerin bir oldu-bitti şeklinde değil de birbirini etkileyen olaylar silsilesi olarak karşımıza çıktığını göstermektedir. Her ne kadar mihne son bulsa da tesirlerinin, tarihi yeni hâdiselerin zuhûruna sebep olduğunu ifade etmek mümkündür. Sonuç itibariyle; çeşitli amaçlarla tarih sahnesine sürülen halku'l-Kur'ân fikri, başta Mu'tezile ve Ehl-i re'yemensup kimi kesim tarafından desteklenirken, Ehl-i hadîse mensup kimselerce kabul edilmemiştir. Abbâsî döneminde devlet politikası haline getirilen halku'l-Kur'ân fikri; muhâlefeti temsil eden Ehl-i hadîs mensuplarına baskı ve şiddet kullanılarak benimsetilme yoluna gidilmiştir. Bu yol; halifenin gözüne girmek isteyen, devlet kademesinde iyi bir yere gelmek ya da konumunu korumak isteyen kimselerle birlikte bu düşünceyi gerçekten kabul edip kendilerince samimi savunuculuğunu üstlenen Mu'tezile tarafından yürütülmüştür. Süreç içerisinde gücü de muhâlefeti de temsil eden kesim zarar görmekten kendilerini koruyamamıştır. En büyük zararı ise yürütülen mihne politikasında halku'l-Kur'ân fikrine muhâlefetiyle Ehl-i hadîs görmüştür. Mihne karşıtı süreçte halku'l-Kur'ân fikri, ikili çekişmelerde karalama ve yıpratma amaçlı kullanılarak tesirini devam ettirmiştir. Bu hususta tezimizin ana konusunu oluşturan Buhârî-Zühlî sürtüşmesi dikkat çekmektedir. Buhârî'nin; halku'l-Kur'ân meselesine Ehl-i hadîsin düşüncesine ters düşen yeni bir yaklaşım getirmesi, kendisinin olumsuz ithamlara mâruz kalmasına ve ömrünün sonlarında hem psikolojik hem de sosyolojik açıdan çeşitli sıkıntılar yaşamasına sebebiyet vermiştir. Ömrünün sonlarında yaşamış olduğu bu sıkıntılı süreç Buhârî'nin mihnesini açıkça gözler önüne sermektedir. Anahtar Kelimeler: Mihne, halku'l-Kur'ân, Buhârî, Zühlî, Sürtüşme
Human beings have a fitrata that is prone to different ideas in terms of creation. Consequently, differences of opinion between societies and states have always persisted throughout history. This situation should be looked at in the Islamic context (provided that matters related to the al-Qeada are excluded) not as a frill, but in terms of wisdom. Unfortunately, when disagreements on issues that are not the originals of religion contradict the understanding of those who hold power, it is inevitable that the situation of conflict will arise. History has witnessed many events in this context. One of them is the mihne incident, which made its name as a black stain on the history scene. Resembling the inquisition courts in the West, the mihne incident is a process in which the people in power try to prevail by applying oppression, violence and torture, and in this direction, many scholars are subjected to financial and spiritual sanctions. İt is coming out. In our study called Bukhari-Zuhli friction in the context of mihne, our aim is; we will try to demonstrate the effects of the mihne incident, which is generally discussed within the framework of the history of sects, through friction between Bukhari and Zuhli from the perspective of hadith. In this context, we will discuss what the mihne is, the reasons behind it, the negative effects on hadith scholars, and the consequences of the mihne incident. In this study, we will try to examine the mihne incident both historically and sociologically and to examine its reflection on the Bukhari-Zuhli fricition in a comprehensive manner. After the above mentioned issues are addressed, we will end this work by considering the reflections on Bukhari in pratice. In our study called Bukhari-Zuhli Friction in the Context of mihne, the method of depiction will be used. Starting from the classicial sources of the early period, the mihne; all aspects of the causes, consequences and effect will be discussed. The mihne will be investigated using various sources. For this purpose, the source will be scanned first. After determining the way the topics are addressed in the sources, different opinions will be compared. In this context, consistent opinions willl be tried to be expressed. We will try to evaluate the Bukhari-Zuhli frictions in this context by scanning the titles in the data obtained about the mihne. The Bukhari-Zuhli friction that occurred some time after the end of the mihne is the most obvious indication that its effects continue, even though it has come to an end to the mihne. This situation shows that the events that took place in the historical procces came not as a done and rather as a series of events affecting each other. Although the mihne is over, it is obvious that its effects have conceived new historial events. Consequently, the idea of halku'l Quran, which was driven to the stage of history for various purposes, was initially supported by Mu'tezile and Ahl-i Rey, but was not accepted by members of Ahl-i Hadise. Halku'l-Qur'an idea adopted by the state administration of the period; members of Ahl-i Hadis, who represent the opposition, were adopted by force, coercion and violence. The path was carried out by those who wanted to get in the eye of the caliph, who sucked him up and wanted to come to a good place at the state level or to maintain their position. In the process, those who represented both power and opposition were unable to protect themselves from damage. The greatest damage was to Mu'tezile, a member of the Idea of the halku'l Quran, as the mihne policy changed. This incident continued to be used for smear and attrition in bilateral disputes. In this regard, the Buhar-Zühli friction, which forms the main subject of our thesis, draws attention. This troubled process which he experienced at the end of his life clearly exposed Bukhari's mihnah. Buhari's new approach to the issue of people-Qur'an, contrary to the idea of the People of Hadith, caused him to experience negative psycological and sociological problems at the end of his life. Keywords: Mihnah, halku'l-Qur'an, Bukhari, Zühlî, Friction