Şiir, tarihin en eski dönemlerinden günümüze kadar en çok ilgi gösterilen ve tarih boyunca binlerce kez tanımlanan kavramlardan biridir. Bu tanımlamaların da büyük oranda birbirinden farklı olduğu dikkat çekmektedir. Çünkü çoğu zaman duygulara seslenen şiir, farklı yorumlara açık bir edebi tür olmasıyla da temayüz etmiştir. Bu sebeple şiirin kesin bir tanımının yapılması oldukça zor bir hal almıştır. Şiir, Türkçe sözlükte, "Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan, hece ve durak bakımından denk ve kendi başına bir bütün olan edebi anlatım biçimi, manzuma, nazım, koşuk" şeklinde ifade edilmiştir. Bu tanımda "sembol, ritim, uyum" ve "bütünlük" kavramı dikkati çekmektedir. Bu kavramların pek çok şiir için anahtar kelimeler olduğu söylenebilir. Türk ve dünya edebiyatında şiirin dinî törenlerde söylenen ahenkli sözlerle birlikte ortaya çıktığı ve edebi türlerin en eskisi olduğu bilinmektedir. Şiir geleneğinde icracı, nazım birimi, nazım biçimi gibi önemli musiki aleti eşliğinde şiirler söylemiştir. Bu icracılar ayrıca hekimlik, din adamlığı, büyücülük, rakkaslık, musikişinaslık gibi birçok görevi de üstlenmiştir. Özbekler ana yurtları olan Türkistan'dan yaşanılan bazı sebeplerden dolayı çeşitli coğrafyalara göç etmişlerdir. Bu göçler sonucu Özbekler gittikleri yerlerde kendi kültürlerini icra ederek yaymaya çalışmışlardır. Dolayısıyla da Özbek-Türk kültürünün bir parçası olan "ozanlık geleneği" nesilden nesile aktarılmaya çalışılmıştır. İslamiyet öncesi dönemde olduğu gibi kutsal görülen bazı olağanüstü özelliklere sahip musiki aletiyle doğaçlama şiirler söyleyen ve hikâyeler anlatan ozanların izlerine Özbekistan'da 15. yüzyılda rastlanılmaktadır. Ozanlık geleneğinin devamı olarak düşünülen bazı ürünler ise 15. yüzyıldan itibaren Türkistan coğrafyasında görülmeye başlanmıştır. Şiir tarzı ürünlerin önceki aşaması sayılan ve bu yüzyılda yaşayan şairler (saz şairleri) hakkında kesin bilgilere ulaşılamamaktadır. Birçok şair eğitim almadan kendini geliştirerek çeşitli eserler vücuda getirmişler ve böylelikle dönemin sesi olmaya çalışmışlardır. Fakat bu coğrafyada yetişen şairlerin az sayıda eseleri bulunmakla birlikte yazılan eserlerin teknik açıdan zayıf olduğu da bilinmektedir. 15. yüzyıldan sonra Abu Sayıt Abulhayır, Şeybanı Han, Abdüllah Ensarı, Hamid, Üstat Abdül Metin ve Abdul Hakım Jawzjanî gibi birçok şair Afganistan'dan geçerler. Af kuzeyinde en son yüz yılda Özbek şairlerinin sayısı çoğalır. Halk şairlerinin yanında Seracıddın, Muhammed Abidi, Baba Abdal gibi şairler yüzyılın en başarılı halk şairleri arasında sayılır. 20. yüzyılda şiir geleneğinin öneminin artmasında geleneğe bağlı ve bu geleneği devam ettirmekte kararlı olan şairlerin verdiği emekler elbette göz ardı edilmemelidir. Muhammed Kazım Emini, Sayıt Muhammed Labıb, Şafıka Yarkın, Muhammed Halım Yarkın, Nurullah Altay, Muhammed Alım Kohken, Aşrep Azimî ve Ghulam Sahı Vekilzada yüzyılın diğer şairlerindendir. Bu çalışmada şiir geleneğine gönül vermiş bu geleneğin yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılması için özveriyle çalışan 21. yüzyıl şairlerinden Muhammed Yahya Hafızî Jawzjanî'nin hayatı, sanatı ve eserleri üzerinde durulmuş ve gelenekteki yeri belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışma, giriş, sonuç, şiir dizini, kaynakça, öz geçmiş ve ekler bölümleri dışında altı ana bölümden oluşmaktadır. Giriş Bölümünde Özbek edebiyatında şiir geleneği üzerinde durulmuş, Özbek şiir geleneğinin tarihi gelişimi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Birinci Bölümde Muhammed Yahya Hafızî'nin hayatı ve şiir dünyasına geçişi ele alınmıştır. İkinci Bölümde Yahya Hafızî'nin eserlerin tanıtımıyla basım tarihi ve eserlerin özellikleri açıklanmıştır. Üçüncü Bölümde şiirlerinin nazım şekli ve türü belirlenmiştir. Dördüncü Bölümde eserlerinden alınan şekil özellikleri açısından şiirleri incelenmiştir. Beşinci Bölümde şiirler muhteva bakımından ele alınmıştır. Altıncı Bölümde Muhammed Yahya Hafızî'nin Muhabbet Nameh Divâni'nından 50 parça şiiri, Özbekçe ve Türkçe olarak aktarılmaya çalışılmıştır. Sonuç Bölümünde ise elde edilen bilgiler üzerinden genel bir değerlendirme yapılarak Muhammed Yahya Hafızî'nin geleneğe katkıları üzerinde durulmuştur. Bu çalışmada halk bilimi araştırmalarında sıkça tercih edilen eserlerin inceleme yöntemi kullanılmıştır.
Poetry is one of the concepts that has been of the most interest from the earliest periods of history to the present day and has been described thousands of times throughout history. It is noteworthy that these definitions are also largely different from each other. Because poetry, which often appeals to emotions, has also come to a head with the fact that it is a literary genre that is open to different interpretations. For this reason, it has become very difficult to make a precise definition of poetry. The poem is expressed in the Turkish dictionary as "A literary narrative form, verse, nazim, koşuk, which emerges with rich symbols, rhythmic words, harmonious use of sounds, is equivalent in syllables and stops and is a whole in itself." In this definition, the concept of "symbol, rhythm, harmony" and "wholeness" attracts attention. It can be said that these concepts are the key words for many poems. It is known that poetry in Turkish and world literature emerged with harmonious words spoken in religious ceremonies and is the oldest of the literary genres. In the poetry tradition, he sang poems accompanied by important musical instruments such as the performer, the nazim unit, the nazim form. These performers also undertook many duties such as physician, clergyman, witchcraft, rakkas, musician. Uzbeks migrated to various geographies due to some reasons experienced in Turkestan, their homeland. As a result of these migrations, Uzbeks tried to spread their own culture by performing in the places they went. Therefore, the "poetic tradition", which is a part of Uzbek-Turkish culture, has been tried to be transmitted from generation to generation. As in the pre-Islamic period, traces of poets who sang improvised poems and told stories with some extraordinary musical instruments with some extraordinary features were found in Uzbekistan in the 15th century. Some products, which are considered as the continuation of the poetic tradition, have started to be seen in the geography of Turkestan since the 15th century. precise information about the poets (saz poets) who lived in this century, which is considered the previous stage of poetry style products, cannot be reached. Many poets developed themselves without training and created various works and thus tried to be the voice of the period. However, although there are few works of poets who grew up in this geography, it is also known that the works written are technically weak. After the 15th century, many poets such as Abu Sayt Abulhay, Shaybani Khan, Abdullah Ansari, Hamid, Master Abdul Metin and Abdul Hakim Jawzjani passed through Afghanistan. In the north of Amnesty, the number of Uzbek poets increased in the last hundred years. In addition to folk poets, poets such as Sarajiddin, Muhammad Abidi, Baba Abdal are considered among the most successful folk poets of the century. Of course, the efforts of poets who are committed to tradition and determined to continue this tradition in increasing the importance of the poetry tradition in the 20th century should not be ignored. Muhammad Kazim Amini, Sayit Muhammad Labib, Shafiqa Yarkin, Mohammad Halim Yarkin, Nurullah Altai, Muhammad Alim Kohken, Ashreb Azimi and Ghulam Sahı Vekilzada are other poets of the century. In this study, the life, art and works of Muhammad Yahya Hafızî Jawzjanî, one of the 21st century poets who devoted his heart to the poetry tradition and worked with devotion to keep this tradition alive and to transfer it to future generations, were emphasized and his place in the tradition was tried to be determined. The study consists of six main sections except for the introduction, conclusion, poetry index, bibliography, resume and appendices. In the Introduction, the poetic tradition in Uzbek literature is emphasized and the historical development of the Uzbek poetry tradition is tried to be revealed. In the first part, the life of Muhammad Yahya Hafizi and his transition to the world of poetry are discussed. In the second part, the history of publication and the characteristics of the works are explained with the introduction of Yahya Hafızî's works. In the Third Part, the form and genre of his poems are determined. In the fourth part, his poems are examined in terms of the shape characteristics taken from his works. In the Fifth Chapter, the poems are discussed in terms of content. In the sixth chapter, 50 pieces of poetry from Muhammad Yahya Hafizî's Muhabbet Nameh Divâni were tried to be transferred in Uzbek and Turkish. In the Conclusion Section, a general evaluation is made on the basis of the information obtained and the contributions of Muhammad Yahya Hafizi to the tradition are emphasized. In this study, the examination method of the frequently preferred works in folklore researches was used.