Özet:
: İslam tarihinde inşâ kelimesi, devlet işlerinin ve yazışmaların düzenli bir şekilde yürütülmesi için divanların düzenlenmesinde bir takım yazım kuralları ifade ederken, zamanla değişikliğe uğrayıp edebî kurallar özümsenerek nesir yazmanın ismi olmuştur. Resmî yazışmalarda bir takım kuralların olması, karşı tarafın yanlış anlamasını önlemek içindir. Bu kurallar, yanlış anlamasının önlenmesinin yanında, edebî ve fasih cümlelerle amacın aktarılması ve devletin ihtişam ve makamın yüceliğinin göstergesidir. Sanatlı nesir yazılarının da inşâ diye isimlendirilmesi, resmi yazışmalardaki kuralların nesirlerde bulunması, meramını anlatırken hüner gösterme düşüncesinin ön planda olması, münşî kelimesinin ifade ettiği anlamdan kaynaklanmaktadır. Toplum ve devlet yöneticilerinin iç içe olması, yazışma kurallarının günlük hayatı etkilemesi, sanatçıların devlet adamları ile olan ilişkileri, kaleme aldıkları eserlerin ödüllendirilmesi, sanatlı yazı üslubunun yaygınlaşmasına sebep olmuştur. Meşhur şairler arkadaşlarına ve devlet adamlarına yazdıkları mektuplarının suretlerini genellikle kendileri, bazen de başkaları tarafından bir devlet adamının isteği üzerine bir araya getirilmiştir. Münşeât mecmuaları içerdikleri bilgi yönünden önemli tarihî kaynaklardır. Resmî yazışmalardan derlenen Osmanlı padişah ve devlet adamlarının yazdığı mektupların suretlerini içeren münşeâtların en önemlilerinden biri Ahmed Feridun Bey tarafından derlenen Münşeâtü’s-Selâtîn adlı eserdir. Bu araştırmada münşeâtlar, münşeâtların tarihçiliğimizdeki yeri ve Münşeâtü’s-Selâtîn adlı eseri ise ana konu olarak incelenmiştir. Münşeât mecmualarında çeşitli mektup örneklerinin yanında, farklı konularda sanatlı bir üslupla kaleme alınmış risâleler, fetihnâmeler, dinî konularla ilgili çeşitli fetva suretleri bulunabilmektedir. Makalede; münşeatlarla ilgili bilgiler, tarihçiliğimizdeki yeri ve Feridun Bey Münşeâtı ile ilgili bilgi verildikten sonra Feridun Bey Münşeâtı’ndan çeşitli örnekler verilmiştir.