Özet:
Tarihi süreçte sanat eserlerinin nesnesinin özel bir öneme sahip olduğu bilinmektedir. Biçimsel olarak estetik değere diğer ifadeyle güzelliğe sahip olan sanat eserleri tüm zamanlarda izleyenleri duygusal yönden etkilemeyi başarmıştır. 1930’lardan sonra ise sanatta, sanat nesnesinin biçimi ve varoluşuyla ilgili yeni düşüncelerin ortaya çıkmaya başladığı görülür. Bu düşüncelerin belli bir aşamadan sonra kavramsal sanat olarak tanımlanan yeni bir akıma yol açtığı görülmektedir. Kavramsal sanat akımı içerisinde pek çok sanatçının farklı farklı nesneleri, yazıyı, performanslar vb. kullanarak sanatta duygu yerine düşünceyi ikame etmeye çalıştıkları görülür. Kavramsal sanatta temel bakış açısı sanatın nesnesinden arındırılması veya sanat nesnesi olarak izleyicinin karşısına çıkarılan nesnelerin bağlamından kopartılarak yeniden bağlamlaştırılmasıdır. Sanatın tarihsel sürecinde sanatçıların zaman zaman haritalara yöneldikleri ve haritalar ürettikleri görülmektedir. Kavramsal sanat akımında ise sanatçıların diğer örneklerin dışında haritaları; projelerinde veya tek başlarına bir düşünsel araç olarak kullanmaya başladıkları görülür. Bu çalışmanın amacı kavramsal sanatta 1960 ve 1970’li yıllar kapsamında harita kullanan sanatçıları ve bu haritaların hangi amaçlarla nasıl düşünsel araçlara dönüştürüldüğünün incelenmesidir. Bu kapsamda çalışmada literatür taraması yapılmıştır. Sanatçıların belirlenmesinde amaca yönelik örneklem metodu uygulanmıştır. Sanatçıların belirlenmes sürecinde farklı tarihlerden farklı özellikler gösteren eserlere yer verilmiştir. Çalışmanın bütününde elde edilen sonuç karmaşık birer gösterge olan haritaların kavramsal sanatta başlangıçta benzer amaçlarla sonrasındaysa farklı amaç ve farklı düşünceleri ifade etmek için kullanıldığıdır.