Özet:
Sina yarımadası menşeli yazılardan evrilen ve en eski alfabetik yazı olduğu
düşünülen Finike yazısı, milattan önce sekizinci veya dokuzuncu yüzyıllarda
Ârâmî dilinin oluşumunda rol oynamıştır. Böylece Ârâmî alfabesi Kenanlılar
alfabesinden türeyerek birçok devletin resmi alfabesi olarak kullanılmıştır. Bu
alfabe Şam ve çevresinde Nebâtî, Tedmürî, Süryânî ve İbrânî yazılarına
dönüştürülmüştür. Süryânî alfabesi dönemin adeta uluslararası yazısı haline
gelmiş, Sâsânî imparatorluğu dahi bu alfabeyi istimal etmiştir. Böylece Asya’da
Süryânî alfabesi hızlı bir şekilde yayılarak, Moğolistan’dan Çin sınırlarına kadar
yoğun bir şekilde yayılmıştır. Sâmî dillerinin oluşumunda Ârâmî dilinin büyük
etkileri olduğu gibi Ârâmî alfabesinin de çok sayıda uygar milletlerin
alfabelerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bazı ince ayrılıklar dışında Ârâmî
alfabesiyle benzerlik arz eden Süryânî alfabesi, Tedmür ve Nebâtîler aracılığıyla
Arap alfabesini büyük ölçüde şekillendirmiştir. Ayrıca İslâmiyet’ten önce
Araplar tarafından iki tür yazı kullanıldığı yapılan arkeolojik keşiflerle ortaya
çıkmıştır. Biri Kuzeyde kullanılan ve Kur’ân’ın da yazıldığı günümüz Arap
yazısı, diğeri ise güney Arap yarımadasında kullanılan Müsned yazıdır.
Görüldüğü üzere kökleri milattan öncelerine kadar dayanan günümüz Arap ve
Süryânî alfabeleri, büyük ölçüde önem arz etmektedir. Sunacağımız
çalışmalardan görüleceği gibi Arap ve Süryânî alfabeleri ayrı olarak
araştırılmışlarsa da iki alfabenin aynı çalışmada incelendiği tespit edilememiştir.
Serdedilen malumatlardan sonra, konunun önemini somut bir şekilde göstermek
üzere “yazının önemi” başlığı altına ehemmiyet arz eden gerekli bilgilere yer
verilecek ve “alanda yapılan çalışmalar” bölümünde alan literatürü derli bir
şekilde aktarıldıktan sonra çalışmaya geçiş yapılarak Arap ve Süryânî alfabeleri
irdelenecektir.