Özet:
İslam tarihçiliğinin bir uzantısı olan Osmanlı tarihçiliği, kendine özgü bir karaktere sahiptir. Bu
özgünlük içerisinde en belirgin noktayı ise “Selimnâmeler” oluşturur. Kısa ve özlü bir üslupla kaleme
alınan bu eserlerin yazarları, devlet ricali ve özellikle padişah tarafından büyük iltifatlara mazhar
olmuşlardır. Dönemlerinin önemli kaynakları olan bu eserler, iltifata mazhar olma niyetinin getirdiği
bazı önyargılara rağmen, siyasi, dini, kültürel, sosyal ve ekonomik açıdan dönemlerinin birer aynası
olarak o günlerin atmosferini günümüze taşımaktadır. Bilhassa Yavuz Sultan Selim devrini yaşayan ve
onunla birlikte seferlere katılan yazarların kaleme aldığı bu eserler, Yavuz'un methini anlatan manzum
kısımlar hariç tutulursa, oldukça güvenilir tarihi ve edebi eserlerdir. Bu eserler, o dönemdeki olayların
doğru bir şekilde algılanmasını sağlayan ve o döneme ışık tutan tarihi değere sahip eserlerdir. Olayları
kısa ve özlü bir şekilde anlatan Selimnâmeler, başka eserlerde sayfalarca anlatılan bilgileri bir özet gibi
sunduğundan okunması kolay ve ilgi çekicidir. Selimnâmeleri okuyanlar, onları adeta bir kahramanlık
eseri okur gibi okurlar. Keşfi Mehmed Çelebi'nin en önemli eseri, “Selimnâme” adlı eseridir. Eser, sade
ve akıcı bir üslupla yazılmış ve güvenilir bir kaynak olarak kabul edilir. Keşfi Mehmed Çelebi, olayları
objektif bir şekilde anlatmaya çalışmış ve kaynaklarını açıkça belirtmiştir. Eser, Osmanlı tarihi hakkında
bilgi edinmek için önemli bir kaynaktır. Bu araştırmada Keşfî Mehmed Çelebi’nin hayatı, Selimnâmeler
ve özellikleri, tarihi değerleri, güçlü ve zayıf yönleri, Keşfî Mehmed Çelebi’nin tarihçiliği ve
Selimnâmesi hakkında bilgi sunulmaktadır. Bu alanda yapılmış çalışmalar bulunmakla birlikte bu
araştırmanın da alana katkı sağlaması şüphesizdir.